Daha önce Cevat Şakir'i okumadığım için büyük pişmanlıklar yaşadığım kitap. Kendini böylesine okutan, böylesine tatlı dilli bir yazarı neden sonraya bıraktım bilmiyorum.
Ayrıca kendini denize yakın hisseden insanların mutlaka okuması gereken kitaptır. Sonuçta deniz için yaşamış ve deniz için ölmüş bir adamın hem denize olan aşkını hemde zaman zaman denize duyduğu özlemi iliklerinize kadar hissetmeniz mümkün. Ama kitap bittiğinde eğer içinizde bir yerlerde yaşayan bir deniz tutkunu ruh varsa, o zaman karada yaşamanın verdiği müthiş hüznü sık sık hissedebilirsiniz.
''İşte hep 'malımız,malımız, malımız !' diye uğruna yaşadıkları uyuz topraklar bunlardı. Bunların sahipleri, artık oralardan hiç kımıldamayacaklardı. Köpeklerin boğazlarından tasma ile yere bağlı kaldıkları gibi bunlar da, barsaklarıyla boğazlarından topraklarına bağlı kalacak, hep yanındaki komşuların mallarına göz dikerek hırlayacak, malım var diye ölünceye kadar mallarının kulu kölesi olarak, evim var diye dört kuru duvarın içine mezara gömülmüş gibi gömülerek yaşayacaklardı. Buna yaşamak mı denir, uzun ölüm mü ?
Hey gibi deniz, hey!''