Konu ve kurgu olarak gerçekten sağlam fikirleri olan bir eser. Kendi kültürümüzden öğeleri de konuya gayet güzel bir şekilde yedirmeyi başarmış yazarımız. Kendine has büyü sistemi, kendi dünyası ve kendi yaratıkları var ama bir şekilde özümüze bağlı şeyler olduğundan hiç yabancılık çekmiyorsunuz okurken. Diyaloglar ve karakterler de bayağı oturaklı ve de tumturaklı. Türkçe isim ve ünvanlar kullanılması da ayrı bir hoş olmuş.
Eksiği yok mu peki? Tabi ki var, hangimizin yok ki? Bazı yerlerde yapmaması gereken şeyleri yaparken buluyorsunuz mesela kahramanları. Aklımda kalan en basit örnek ölüm döşeğindeki bir dostlarını hiç vakit kaybetmeden büyülü bir göle götürmeleri gerektiğinden bahseden karakterlerin can çekişen adamın başında 6 sayfa muhabbet etmeleri. Ya da bir paragraf önce bir şeyi unutmamaları gerektiğini üstüne basa basa söyleyen kişinin bir sonraki satır başında bunu unutmasına hayret etmesi gibi... Fakat bunlar çok fazla değil. Yazarın ilk kitabı olduğunu düşünürsek bu gibi hataların çok normal olduğunu siz de kabul edersiniz.
Sonuç olarak keyif alarak okuduğum, konusunu da gayet sağlam bulduğum güzel bir romandı.