Hüsran hüsran hüsran...Nasıl yaparsın böyle bir şeyi Mcguire.Ben ki talı ve ayaklı belanın hastasıydım. Dumur oldum. Sen demi bindin "doğaüstü kahraman romanı yazarsam on ikiden vururum" atına?Neyse neyse isyanımı ve yıkımımı içime atıp serinin ilk romanına bir değineyim en iyisi:(
Kızımız Nina normal bir insan çocuğu (en azından şimdilik) ama bir de Jared'ımız varki melez! Yani yarı melek. Bir de Nina'ya doğduğu gün koruyucu atanmış. Üstelik de ona onun haberi olmadan yıllardır deli divane aşık. Ba ba ba. Ninamızın babası vefat eder ve bizimkiler karşılaşır. Ve başlar sana her çeşit meleğin ve meleklerin kötü olanlarının kullandığı kötü adamların karıştığı bir savaş. Mcguire ne yapmış biliyor musunuz? Azıcık Alacakaranlık serisinden alalım azıcık da Fısıltı serisinden katalım...Hımm bunun biraz da tatlı-ayaklı belası eksik azıcık da ondan ekleyelim. Hah tamam Providence serisi hazııırrr herkes sofraya. Nasıl heyecanla romanı elime aldığımı tahmin edemezsiniz. Ama ne yazık ki karakterleri çok zorlamış. Aşklarını tutkuya döndürmek için kendisini perişan etmiş.Bence seriye başlamayın. Ama illaki diyorsanız da ne diyim kendiniz bilirsiniz.