Gecenin bu vaktinde yazmazsam ölecektim sendromuna ve sizi şoka sokan, kısa olması önemli değil cidden ağır gelen bir eser.
Zaten bir hamlede okursunuz ama sanmam ki etkisinden hemen kurtulasınız.Hikayesi gerçek yaşamdan alıntıdır.
Belki biraz spoiler olacak ama;
kadın yargıcın diğer yargıçlara, Melek'e, öldürdüğü kocası Hüsrev'in işkence ettiğini, onu başka erkeklerle ilişkiye zorlamasının ağır tahrik sayılabileceğini söylemesine karşılık erkek yargıçlar "karısı onun gözleri önünde başka adamlarla sevişti, asıl adam kadını öldürseydi bu yaptığı ağır tahriğe girerdi" derler. ve nasıl olursa konuyu 'kadından yargıç olmaz'a bağlarlar.
Roman üç bölümden oluşuyor.Biliçakımı tekniği(karakterlerin düşüncelerini olduğu gibi yazmak) kullanılmıştır.Gayet de başarılıdır.
Kitap davalardan dava beğenmiştir gerekçesi ise halkın edep haya duyguları ile oynamak vs vs vs gibi saçma sapan nedenlerdir.Eğer kitabı okurken içinizin parçalanması yerine edebiniz bozuluyorsa ciddi anlamda da psikolojik yardıma ihtiyacınız var demektir.
Velhasıl okunması gereken kitaplardan biridir.