Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadını irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli eleştirmenimiz Füsun Akatlı, şöyle değerlendiriyor :Her biri kendi iç bütünlüğünde, alabildiğine öznel tutulan üç söylem: Çıkarını ortak bilinçin çıkarıyla bütünleştirmiş Faik İrfan Elveririn insanlıktan soyutlanmış söylemi. Cinsel bir nesne, somut bir çaresizlik, tam bir kurban konumuna yargılı Melekin, sesi olmayan söylemi. Ve şaşkın, toy bir iyiniyetin çıkmazında bocalayan Yalçının edilginliği aşamayan bilincinden yansıyan söylemi. Bu üçünün, romanın ana sözü bakımından, neredeyse önemini yitiren bir kilit olay (yalı cinayeti) çevresinde sarmallanmasından, bir o kadar nesnel bir mesaja ulaşılıyor. Pınar Kürün, yürekli bir toplumsal eleştiriyi yazının olanaklarıyla bağdaştırdığı bu roman, kadının, dolayısıyla da elbet insanın onurunu tehdit eden yozlaşmışlıktan bir kesiti sorguluyor.
Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadını irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli eleştirmenimiz Füsun Akatlı, şöyle değerlendiriyor :Her biri kendi iç bütünlüğünde, alabildiğine öznel tutulan üç söylem: Çıkarını ortak bilinçin çıkarıyla bütünleştirmiş Faik İrfan Elveririn insanlıktan soyutlanmış söylemi. Cinsel bir nesne, somut bir çaresizlik, tam bir kurban konumuna yargılı Melekin, sesi olmayan söylemi. Ve şaşkın, toy bir iyiniyetin çıkmazında bocalayan Yalçının edilginliği aşamayan bilincinden yansıyan söylemi. Bu üçünün, romanın ana sözü bakımından, neredeyse önemini yitiren bir kilit olay (yalı cinayeti) çevresinde sarmallanmasından, bir o kadar nesnel bir mesaja ulaşılıyor. Pınar Kürün, yürekli bir toplumsal eleştiriyi yazının olanaklarıyla bağdaştırdığı bu roman, kadının, dolayısıyla da elbet insanın onurunu tehdit eden yozlaşmışlıktan bir kesiti sorguluyor.
http://kitapeylemi.blogspot.com/2013/03/28-asilacak-kadin-pinar-kur.html
Gecenin bu vaktinde yazmazsam ölecektim sendromuna ve sizi şoka sokan, kısa olması önemli değil cidden ağır gelen bir eser.
Zaten bir hamlede okursunuz ama sanmam ki etkisinden hemen kurtulasınız.Hikayesi gerçek yaşamdan alıntıdır.
Belki biraz spoiler olacak ama;
kadın yargıcın diğer yargıçlara, Melek'e, öldürdüğü kocası Hüsrev'in işkence ettiğini, onu başka erkeklerle ilişkiye zorlamasının ağır tahrik sayılabileceğini söylemesine karşılık erkek yargıçlar "karısı onun gözleri önünde başka adamlarla sevişti, asıl adam kadını öldürseydi bu yaptığı ağır tahriğe girerdi" derler. ve nasıl olursa konuyu 'kadından yargıç olmaz'a bağlarlar.
Roman üç bölümden oluşuyor.Biliçakımı tekniği(karakterlerin düşüncelerini olduğu gibi yazmak) kullanılmıştır.Gayet de başarılıdır.
Kitap davalardan dava beğenmiştir gerekçesi ise halkın edep haya duyguları ile oynamak vs vs vs gibi saçma sapan nedenlerdir.Eğer kitabı okurken içinizin parçalanması yerine edebiniz bozuluyorsa ciddi anlamda da psikolojik yardıma ihtiyacınız var demektir.
Velhasıl okunması gereken kitaplardan biridir.
Pınar Kür'ün gerçek bir olaya dayanarak kaleme aldığı Asılacak Kadın büyük bir acımasızlığı gözler önüne seriyor .doğduğu günden itibaren yaşamı hep başkaları tarafından belirlenen, hasta bir adamın sapkın güdülerini bedeni üzerinde tatmin ettiği melek... onu bu hale düşürenler ve kurtarmaya çalışanlar...
Asılacak Kadın kimsesizliğin talihsizlik ile birleşerek katmerlendiği, cahilliğin çaresizlikle kol kola yürüdüğü, bir yaşamın ürpertici öyküsü
Benim için zaman kaybı oldu. Bir kitap hakında böyle bir yorumu şimdiye kadar hiç yapmadım ve yapmakta istemezdim.
http://moonlightcat13.blogspot.com/2017/01/aslacak-kadn-pnar-kur.html
Karton Cilt, 136 sayfa