İndirimden çok makul bir fiyata aldığım, beni hayal kırıklığına uğratmasından korktuğum ama kitaba başladıktan sonra böyle düşündüğüm için suçluluk hissettiğim, bittiğinde de göğsüme sıkıca bastırdığım bir kitap oldu benim için Aşkın Baharına Uyanmak.
Amcasının baskısıyla karlı bir anlaşma sonucu yaşlı bir Almanla evlenen Lauren'in kocasının ölümü üzerine Almanya'dan İngiltere'ye dönüşüyle başlıyor kitap.Dul Lauren kocası tarafından kendine kalan mirası reddederek evine, Rosewood'a döner.Artık bir süre kafasını dinlemek istemektedir, başka bir evlilik yapacaksa bile bunun ilk evliliğindeki gibi bir çıkar anlaşmasıyla değil aşık olduğu biriyle olmasını ummaktadır.Fakat maddiyet düşkünü amcası hiç de Lauren gibi düşünmemektedir, bunun üzerine hemen Dul Kontese koca arayışına başlamıştır.Bir yandan amcasının baskılarına göğüs germeye çalışan Lauren diğer taraftan bırakıp giittiğinden çok daha harap durumda bulduğu ev ile ve Rosewood'un evlat edindiği kimsesiz çocuklarla ilgilenmeye çalışmaktadır.Kitapta çocukların tek tek tanıtılmasına ve hepsinin ilgilerine kadar değinilmesine bayıldım.Hepsi çok sevimliydi.
Günler böyle geçerken abisinin ölümü üzerine dük olan Alexsander Cristian her şeyden bunaldığı bir gün yalnız başına ava çıkar.Fakat küçük bir kazayla atı sakatlanır ve arazideki en yakın çiftlik evinden yardım isteyebileceğini umarak Rosewood'a doğru yola koyulur.Alex ve Lauren'in ilk karşılaştıkları an beni bayağı güldürdü.Bizim güzel kontesimizi küçük, inatçı bir domuzcuğa şarkı söylerken buldu Alex.Sonrada domuzun sinirlenip Lauren'e saldırması üzerine onu kurtardı.Ahh, ben böyle her anını yazarsam kitabın yorum sayfalarca sürecek.
Neyse Alex beklediği küçük yardımı aldı çiftlikten ve evine geri döndü.Fakat genç adam küçük bir domuza şarkı söyleyen güzel taşra kızını bir türlü aklından çıkaramadı hemde etrafında dört dönen bir nişanlısı olmasına rağmen.Evet Alex nişanlı :(
Lauren de aynı şekilde Alex'i bir türlü kafasından atamadı.bu arada hain amcanın varlıklı koca bulma palanları sürüyor.Ethan(amcası) bir şekilde Lauren'i mecbur bırakarak kızı İngiltere'ye götürür ve o sezon sosyetede görünerek iyi bir koca bulmasını söyler.Alex ve Lauren'in bir sonraki karşılaşmaları bir baloda olur.Genç adam onun sosyeteye koca bulmaya gelmesine, Lauren de Alex'in kendine bir dük olduğunu söylememesine sinirlenir.Ama bu gerginlik aralarındaki çekimi hiçbir şekilde kırmaz.
Bu arada Lauren'in Alman kocasının yeğeni Magnus da İngiltere'ye gelerek Lauren ile evlenmek istediğini söyler.Kız her ne kadar onunla evlenemeyeceğini söylesede onun peşini bırakmaz ve partilerde, balolarda genç kadına eşlik eder.
Lauren Alex'in nişanlı olmasından dolayı ondan uzak durmaya çalışır. Alex de hem siyasi kariyerinden, hem nişanlısından hemde yakında Kontes'in Alman Magnus ile evleneği dedikodularından dolayı kendini dizginlemeye çalışmaktadır ama bu ne mümkündür.
Burada bir not düşmek istiyorum.Ben onlarca tarihi aşk romanı okudum ama ana karakterlerin bu kadar onurlu olduğu bir tarihi aşk romanıyla ilk kez karşılaştım.Bu çok güzeldi.
Tabiki birlikte oldular ama biz o kadar alışmışız ki ilk sayfadan birbirinin kollarına atlayan karakterlere bu roman öyle değildi ve bence bu özgünlük gerçekten harikaydı.
Birde Lauren'in İngiliz edebiyatından alıntıları çok güzeldi.Nasıl güzel bir karakter yaratmış yazar.
İşte bir sürü engel çıktı karşılarına ama tabi ki mutlu son.
Ahh uzatarak yazardım daha ama okula gitmem lazım artık.
Kitabın ilk yarısından sonra Lauren'in inadı beni deli etti derken kitabın sonunda Alex'in inatçı tavrına uyuz oldum ama yine de çok çok güzeldi.
Bu tarzdan hoşlananlar tereddüt etmeden gözünüz kapalı alabilirsiniz romanı.