Aşkın Kokusunu Aldım (Sancaktarlar Serisi #4)

10 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/11/meral-kr-askn-kokusunu-aldm.html

Çıktığında hemen aldığım ve okumadığım bir kitaptı Aşkın Kokusunu Aldım. Ki bilirsiniz ben Meral Kır kalemini nasılda severim. Kadın yazsın ben okuyayım modundayımdır ve yazdıklarının konusuna içeriğine bakmadan gözüm kapalı alırım da. O kadar müthiş bir kalem.
Hele bir de aşkı polisiyeyle harmanlamasına bayılıyorum, klasik aşk hikayesinden çok bir ekşın var kitaplarında eee bu da daha bir merak uyandırıyor.

Çıktığından beri hep imzalatmadan okumayacağım demiştim ki şimdi fark ediyorum ben aslında Sancaktarlar gitmesin, bitmesin diye bu kitabı okumayı erteliyormuşum. Her kitap bitikten sonra o duygu yoğunluğu ile yüzümde tebessümle kapattığımda arka kapağını kendimi boşluğa düşmüş ya da en sevdiği çikolatanın tadına varamadan bitmiş gibi hissediyorum. İşte şimdi itiraf ediyorum bu yüzden erteledim kitabı okumayı ama okudum da ne oldu. Bitti. Off...

Sancaktarlar Serisinin 4. kitabı olan Aşkın Kokusunu Aldım, Serra Sancaktar'ın hikayesini anlatıyor. Aslında Serra'dan çok onun aşık olduğu adam Barış Dağlı'nın hikayesi...

Beni bilirsiniz hep derdim ki benim için Aşkı Seçtim bambaşkaydı çünkü Doruk'un hikayesiydi. Ancak bu kitap... çok daha başkaydı. Kelimelerle ifade edilemeyecek bir kurguya, iliklerinize kadar hissettirecek duygulara ve imrenip aynısını istiyorum diyeceğiniz bir aşka ev sahipliği yapıyordu.

Bu kitabın iyi olacağını hatta süper olacağını biliyor ve beklentilerimi oldukça yüksek tutuyordum ama bu kadar kelimelerle ifade edilemeyecek derecede kusursuz olacağını tahmin etmemiştim.

Bu kadar bahsetmenin üstüne sizin de -eğer okumadıysanız- beklentileriniz tavan yaptı farkındayım ama emin olun her bir beklentinizi karşılayacak bir kitap. Serinin en iyisi, en mükemmel, en şaşırtanı ve bence en aşık olunası olanıydı. Biliyorum ki Mehmet Sancaktar'da bir o kadar iyi olacak ama bunun önüne geçebilecek mi emin değilim. Bu kitap çok farklı oldu. Serra'dan hep böyle bir şey bekliyordum onun karakterine bakıldığında diğer 3 kitapta tanıdığımız Serra göz önüne alındığında bu tür bir şey bekliyordum ama ne yalan söyleyeyim beni iliklerime kadar titreteceğini tahmin etmemiştim.

Üstelik bunda öyle bir şey yapmıştı ki Meral abla, bazı bölümlerin sonlarında Barış Dağlı tarafından geçmişine dönüşler yaptık birkaç sayfalık. Henüz küçücük bir çocukken çocukluğunu yaşamaya fırsatı olmadan ünlü bir futbolcu olmaya yolunca çok çalışıp Barış Dağlı olan delikanlının hayatına yolculuklar yaptık. Bu birkaç sayfalık ve birkaç bölümde denk geldiğimiz geçmişe dokunuşlar Barış'ın nasıl yaralar aldığı, neyi amaçlayıp da çevresindeki acımasız insanların nasıl hayatını mahvedip onu derin ve onarılması zor yaralarla ortada bıraktığını gördük. Barış... Dağlı Barış... içimi acıttı be senin hikayen! Bu kadar acıyı sonunda eşsiz mutluluğu yakalamak için çekmemiş olsaydın keşke dedirtti.

Bana kalsa daha neler yazarım da sizleri sıkmamak adına kısa kesiyorum :) Zaten buraya kadar okuduysanız da teşekkürler, ben şahsen üşenirdim bu kadar övgülü yorumu okumaya :)

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Sancaktarlar Ailesinin ablası olan Serra Sancaktar, şimdiye kadar tanıdığımız küçük enişte diye tanıdığımız Fırat'ın ağabeyi olan Barış Dağlı'nın evinin dekorasyonu işini alır. Barış'ın asıl amacı kardeşi olan Fırat'ın Serra'dan ayrılması ve Serra'nın Fırat ile bu kadar görünmesinin altındaki nedenlerdi. Serra, Barış'ın Şile'deki evine adım attığın burasının hayatını bu kadar etkileyecek, şimdiye kadarki bütün tutumunu alaşağı edeceğini ve içinde bastırdığı duyguyla hareket etme yetisini aktif hale getirip mantığını devre dışı bırakacağını düşünmemişti. Orada kendisini bekleyen duygular, gerçekler ve sırlar Serra'nın bütün hayatını değiştirirken kardeşlerinin yaşadığı o eşsiz aşkın kendisini beklediğini de fark edecektir. Ama hiçbir şey kolay değildir çünkü karşısında geçmişe takılı kalmış yaralı olan bir adam vardır ve o adam oldukça büyük sırlar saklamaktadır. Sadece bu kadarla da kalmayıp Barış'ın takımından en belalı oyuncunun öldürülmesi de bütün bu duygu karmaşasına tuz biber olmuştur.

Bir yanda cinayeti kimin işlediği bir yanda Fırat ve Hakan'ın suçsuzluğunun ıspatlanma çabası bir yanda Barış'ın geçmişi ile geleceği arasında kalması ve bir yanda da Serra'nın aşkı için yaptıkları...


Ne olacağının merakı içerisinde okunmasının yanında öyle detaylar ve incelikle işlenmiş şaşırtıcı bir kurgu var ki kitabı elinizden bırakmayı bir yana bırakın uykusuz kalmayı göz alıp bir günde bile bitirebilirsiniz.

Barış'ın Serra'ya karşı tavırları, Fırat ile arasındaki sorunlar... Serra'nın Barış'a olan aşkı için savaşması... Her şey o kadar yerinde ve o kadar güzel kurgulanmıştı ki bir okuru fazlasıyla tatmin ederdi.

Ahh bir de cinayetle ilgili şaşırtıcı detaylar ise... dürüst olayım mı? Cidden beklemiyordum. O kişinin cinayeti işlemiş olmasını beklemiyordum.

Tekrardan Sancaktar ailesinin bütünlüğünü görmek ve Mehmet ile Serra arasındaki ilişki... süperdi. Hele ki Serra Mehmet'in odasına gidip ağlıyor ya... Yeminle içim titredi ya!

Aşağıdaki alıntıyı imrenerek okuduğumuz ve her olayda birbirlerinin yanında olmayı başarmış olan Sancaktarlar Ailesi için yazıyorum. :)


Fırat ile Barış arasındaki otel odasındaki konuşma ise... Yüzümde gülümseme oluşturdu...

İşaretlediğim alıntların bazılarından vazgeçemeyen ben sizler için hepsini tek tek yazmak istiyorum. Tamam sizler için değil sadece çok sevdiğim yerleri paylaşma isteğim olduğu için :)

Meral abla her kitabında bölüm aralarına kendi farkını koyarak yazılar ve yazılarla eşit resimler koydurmuştu. Aylardan Aşk'ta ayları, Aşkı Seçtim'de duyguları, Yolum Aşka Düştü'de şehirleri okumuştuk anlamları ile bu kitapta Aşkın Kokusunu Aldım'da ise çiçekleri okuduk. Her yazılan bölümün özeti gibiydi. Her detay kitapların isimlerine dokunuş gibiydi... Meral abla her şekilde farkını da tarzını da kalemine yansıtırken zirveye çıktı ve Mehmet Sancaktar'dan daha aşağısını kabullenememe gibi bir duruma soktu bizi.

Meral abla, şimdiye kadar hep mükemmel yazdığını düşünmüştüm ama bu kitapla seni ayakta alkışlıyorum! Bizler için kusursuz bir kitap ortaya koyarken kendin için bir kötülük yaptın çünkü Mehmet Sancaktar'ın bundan daha iyi olmasını beklememize neden oldun. Her kitabın bir öncekinden daha iyiyken bu kitapla daha iyisinin yanında zirveye çıktın. O kadar yani :)

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »