İkinci kitabı okuduktan sonra çocuk yaşında yaşadığı felaketlere ve haksızlıklara rağmen Lisbeth'in bu kadar ayakta kalmasına hayran oldum. Lisbeth'in inanılmaz zekası onu ayakta kalmasını sağlamış. O zekasıyla Mikael'i hapse gönderen ve adamın 3 milyar kronunu alıp kaçması da hoşuma gitti.
İkinci kitapta Lisbeth'in evini evini döşemesi sırasında kendimi IKEA kataloğu okuyormuş gibi hissettim.
Ayrıca, İsveç Polisi ve adaleti bu kadar salak mı diye de merak ettim. Lisbeth'in punkçı hali ile aramaları çok komikti. Saçını uzatır veya peruk takar, piercinglerini çıkarır mı diye hiç aklına gelen olmadı.
Mikael ile Erika'nın ilişkisi çok sıra dışı; hem arkadaşlık hem arzu var aralarında ayrıca 20 yıllık ilişkileri var ama ikisi de gidip başka insanlarla evlenmişler. Çok ilginç bir ilişki. Erika'nın Millennium'dan ayrılma kararını kocasına söylemesine rağmen Mikael'e söylememesi de çok ilginç bir detaydı.