Abi,kadın yazmayı biliyor,helal olsun.Diyecek söz bulamıyorum.Her kitabında da insan daha çok kendini sevdirebilir mi? Şimdi anlıyorum ki bu doğruymuş.. Tebrikler.
Zoe,diyecek söz bulamıyorum sana.Böyle kardeşim olsa kardeş katilinden hapse girerdim galiba..
Kitap süperdi.Tabi sonunda içimi burktu,o ayrı.Seri içindeki en duygusal kitaptı,hatta yazarın en duygusal kitabı bile olabilir.Adrian'ın ağzından yer vermesi hele müthişti.Bütün dertlerini anlayabiliyoruz artık,çok çekiyormuş çocuk be..
Sydney ve Adrian aşkına o kadar tanık olduk ki,yeterince tatmin etti beni.Çok da güzel bir dille anlatmış yazar.Kendini kaptırıyorsun,adeta onların sevgisine ortak oluyorsun.
Kitabı tam bir haftada bitirdim,utanıyorum.Çünkü bir günde soluksuz bitebilecek bir kitap ve ben zaman bulamadığıma bu uzayıp gitti.Keşke araya mesafe koyamadan okusaydım demeden geçemiyorum.Öte yandan,iyi ki uzatmışım diyorum.Çünkü kitapla ve karakterlerle bir anda bağımı koparmamam iyi olmuş.Şimdi sıra Gümüş Gölgeler'de,bakalım ne zaman çıkacak(Ocak ayı galiba ,hadi bakalım hayırlısı.)
Kitaba söyleyecek hiçbir şey gelmiyor aklıma.Sadece şunu söyleyebilirim ki,bu güzel seriye kesinlikle vakit ayırınız.VA'dan sonra 'Amaaaan,bir daha mı Moroi/Strigoi/Dampir/Simyacı dünyasına mı gireceğim,boşver almayayım' demeyin sakın.Bunu diyenleri biliyorum ve şu an 'Akılsız kafam keşke biraz daha önceden başlasaymışım' diyorlar.Bkz. ben
Edit:Kitap kapaklarında nedense insan resimleri olmasın.Yani demek istediğim,Sydney'i orada göstermişler ama ben öyle bir kız hayal etmiyorum.Kapak yüzünden bazen etkilenmedim değil..O yüzden yüz kullanmasınlar mümküm olduğunca kapaklarda.
Edit2:Belirtmek isterim ki sonuna kadar Sydrian!! Rose ve Dimka,özür dilerim ama...
***
CENTRUM PERMANEBIT!