Garwood hani nasıl desem, lokanta menüsünü yazsın ben alır okurum diyebileceğim bir yazar oldu benim için. Kitap çıkar çıkmaz ön siparişle aldım.Serinin ilk kitabının tadını vermedi ama..Cole dakka bir gol bir aşık oldu. Azcık bir evlensem mi bağlansam mı napsam napsam diye ikilem yaşadı. Sonra bir baktım ki kızı çekmiş oturtmuş nikah memurunun önüne.. Neyse ki pazar sabahları seyretmeye alıştığım ve sevdiğim kovboy filmlerini gözümün önüne getire getire tat almayı başarabildim. Kitabı okumasaydım içim içimi yerdi, okudum ve kardeşlerin hayatlarının içine dalmaktan keyif aldım. Bütün olarak bakınca kasabanın meraklı teyzesi gibi nolmuş nolmuş diye okuduğumu söyleyebilirim. Bunun haricinde kasıp kavuran, beni benden alan, iç geçirten bir aşk hikayesi bulamadım. Dediğim gibi J. Garwood yazmasa bu hikaye bana vasat gelirdi ama Grawood un kalemi en başı sonu belli hikayelere bile merak uyandırıyor. Çeviri ise akıcılığıyla kitabı başladığın gibi bitirmene sebep oluyor..