Aslında Kraliçe’nin Soytarısı’nın devamı niteliğinde bir kitap olmuş. Kraliçe’nin Soytarısı’nda tanıtılan Robert Dudley ile karısı Amy Dudley bu kitapta başrollerdeler. Ama bir farkla Kraliçe’nin Soytarısı’nda Sir Robert Dudley’den hoşlanmış, yanlış bir ailede doğmuş ve yanlışlara evet dediği için başı derde girmiş bir olduğunu düşünmüştüm; karısı Amy Dudley’i ise kıskançlığı ve Hannah’a karşı düşmanca tavırları nedeniyle sevimsiz bulmuştum. Bakire’nin Aşığı kitabında iki karakter hakkındaki fikirlerim 180 derece değişti ve tam tersine döndü.
Amy Dudley karakteri, kısıtlı aklı olan, kocası tarafından sevilmeyen ama ona çok aşık olan ve vefa ile kocasının yolunu beklemiş bir kadın olarak verilmiş. Bir insana aptallık yaptığı için kızardım, ama elde olsa kim aptal olmak isterdi diye düşünüyorum artık. Eminim kimse istemezdi. Bu kişinin elinde değil, kısıtlı yaratılmış kişilere kızmak yerine onlara acımak lazım ve daha akıllıların haline şükretmesi gerek diye düşünüyorum. Kitaptaki Amy karakterine çok acıdım. Kocası dahil herkes tarafından kullanılan zavallı kadın.
Sir Robert Dudley karakteri ise, babası gibi kendini her şeyin üzerinde gören, her şeyi istediği hale getireceğine emin, ukala, kendini beğenmişin teki. O hapisteyken kendisini bekleyen karısına bir ev açmadan, onu oradan oraya misafirliğe gönderen bir adam. Kraliçe Elizabeth’in sevgilisi olduktan sonra hayali kurduğu İngiltere Kralı olmak için karısını boşamak isterken önce karısı ile beraber olup sonra senden boşanmak istiyorum diyecek kadar düşük bir adam.