Bana Sevdiğini Söyle-Elizabeth Hoyt
Legend of The Four Soldiers Serisinin ikinci kitabı..
To Seduce a Sinner(Bana Sevdiğini Söyle)
Ahhh Elizabeth Hoyt beni yine büyüledi..Serinin ilk kitabı kadar hem de...Yine muhteşem bir çeviri kapak Orijinal tam istediğim gibi..okurken deyim yerinde ise zevkten dört köşe oldum...Demek olabiliyormuş:))
İlk kitapta Lord Vale Lady Emeline tarafından Samuel Hartley ile evlenebilmek için onunla evlenmekten vazgeçmiş vee onunla Amerika'ya gitmeyi kabul etmişti..Emeline'in dostı,arkadaşı Melisande Fleming'i kitabı okuyanlar hatırlar..
Sanırım Melisande kadar gizemli ve sır dolu bir kadına zamanımızda da zor rastlanır..Kendisini kahverenginin değişik tonlarına kapatmış 28 yaşında başından hoş olmayan bir nişanlılık geçmiş kadındı...Ama kimse onun aslında ne hissettiğini,istediğini bilmiyordu..Kendisini herkese,her şeye kapatrmıştı..Çektiği acıları da içine gömmüştü..Terkedilmenin yakıcı acısını herkesten saklamıştı..Dostu sırdaşı Lady Emeline'den bile...Ama onunda sonunda patladığı zamanlar oluyordu..Lord Jasper Vale yine evliliğin ucundayken terkedilmişti..Hem de bir papaz için...Bu Melisande için son damla idi..Yeni terkedilen çiçeği burnundaki damadı yıllardan beri deyim yerinde ise umutsuzca seviyordu..
Son kez evleneceği gün terkedilen Lord Vale'nin karşısına dikillip ona evlenme teklifi etti..Jasper ise soyunun devamı için evlenmesi gerekiyordu..Bu teklife çok şaşırsa bile her zamanki pratikliği ile evliliğin gerçek bir evlilik olup olmayacağını sordu sadece..Gerisi onu ilgilendirmiyordu..Bu sade gösterişsiz kişiliksiz can sıkıcı kadın ile diğerlerinde de olduğu gibi hiç bir ortak noktası olamazdı zaten..Ve kabul etti..Evlendiler...
Evlilikleri sıradışıydı...Ama iki tarafta çok yaralı idi...Jasper Vale Spinner Falls savaşında deyim yerinde ise ruhunu kaybetmişti...Yavaş yavaş birbirlerini tanımaya başladılar..Melisande kocasının hiçde duyarsız olmadığını çok acı çeken bir erkek olduğunu öğrendi..Jasper'de karısının o deyim yerinde ise saklandığı teneke kutu içindeki cevherini....Yavaş yavaş birbirlerini keşfedip yaralarına liaç oldular,merhem oldular...Çok güzel anlamlı bir hikaye idi..Elizabeth Hoyt'un alem gücüne yine hayran kaldım..
Bölüm başlarındaki hikayelerede bayıldım yine bu sefer ki hikayemiz Gülen Jack'in hikayesi idi..
Üçüncü hikayemiz İskoçya'ya uzanacak münzevi Dük Allister'in hikayesi..Sanırım yalnızlığı sona erecek zira yanına eşi bulunmaz bir kahya gidiyor...Melisande o işe de el attı...Bu sefer onun ruhu kurtarılacak..Okuyun...
Bence Historical türünün en iyi yazarlarından....