http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/04/mia-sheridan-baska-dilde-ask.html
Bu kitabı okuyup da insanların neden Archer diye sayıkladığını şimdi anladım... klişe erkek karakterlerden başka bir karakteri okumak ve mükemmel kusursuz erkekler yerine kusurlu ve sıradan bir adamı okumak... paha biçilemez!
Mia Sheridan'ın ülkemizde yayınlanmış ilk kitabı Başka Dilde Aşk... yazarın bir de Leo diye bir kitabı yayınlandı. Akıcı, merak uyandırıcı, biraz sıradanlıktan uzak ama çok fazla normal karakterlerin olduğu, keyifli zaman zaman hüzünlü zaman zaman eğlenceli bir kurguyu kaleme almıştı yazar. Çeviriyi beğendim. Birkaç yerde imla hatası olsa da bu kitabın nazar boncuğu diyor ve üstünde durmuyorum.
Arka kapaktan pek anlaşılmadığı için kısaca konusundan bahsetmek istiyorum size. Bree yaşadığı trajediden kaçarak geldiği kasabada acılarından ve kabuslarından kurtulmaya çalışırken kasabanın sessiz, kimsesiz adamıyla, yani Archer ile karşılaşıyor. Archer'ın davranışları, sessizliği dikkatini çekip hakkında ufak araştırma yaptıktan sonra onunla iletişim kurmaya çalışıyor. Archer'da Bree'ye karşılık verince önce güzel bir arkadaşlık sonra bu arkadaşlığın tutkulu bir aşka dönüşmesini okuyoruz. Klasik gibi görünen konuda klasik olmayan şey detaylar... Bree yaşadığı trajediden sonra kendini toparlamaya çalışırken Archer her şeyi olduğu gibi kabullenip kendi halinde kimsesiz takılmış... Bree'nin hayat doluluğuna karşılık Archer yaşadıklarının kendi laneti ya da Tanrı'nın ona verdiği bir ceza olarak düşünüyor.
Bree'nin sesliliğine karşılık Archer'ın sessizliği...Bree'nin sevgili dolu hayatına kaşrılık Archer'ın kimsesiz yalnız hayatı... Bree'nin tecrübelerine karşılık Archer'ın tecrübesizliği...
Hani kitaplarda hep okuruz ya ele avuca sığmayan çapkın kadınların kalplerini fetheden onları tatmin eden erkek karakterleri... Archer işte onların tam tersi...
Sanırım alışık olduğumuz bir kurgu ama alışık olmadığımız bir erkek karakter bu kitabı diğerlerinden ayırdı ve bambaşka bir yere oturttu!
Archer'ın sevmeyi öğrenmesi, sevdiği birini kaybetme korkusunu yenmesi... kendine güveninin gelmesini... Archer'ın baştan yaratılmasını kitabıydı neredeyse! Bayıldım!
Kitap hep Bree tarafından anlatılıyordu ama aralarda Archer'ı anlayabilmemiz için onun geçmişine dokunuşlar yapıyordu. Ki bunu zaten başlayan bölümlerin başında belirtilmesi güzel olmuştu. Kitabın son bölümünün de Archer tarafından anlatılması bence tam oturdu. Çünkü asıl adam Archer'ken onun düşüncelerini, duygularını bilememek biraz tuhaf geldi bu şekilde onu da anladık... davranışlarından ona da hak verdik! Gerçi adama hak vermeyeceğim hiçbir davranışı olmadı!
Ama her şeyden önemlisi de... kitabın sonunda Archer'ın sesini... bütün dünyaya duyurması... süperdi!
Bu kitap bir yerde bize... konuşmanın çok da önemli olmadığını bazen bir bakışın, bir dokunuşun ya da bir temasın aslında ne kadar çok şey anlatacağının kitabı...
Okuyan ne düşünür bilmiyorum ya da düşündü... ama ben çok beğendim ve şiddetle tavsiye edeceğim kitaplardan biri.
Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen diğer kitabını da şüphesiz okuyacağım ve eğer o kitabı da bunun kadar süperse yazar benim favori yazarlarımdan der geçerim!