Küçük yaşta kaçırılan ve bir bataklıkta yaşamaya mahkum edilmiş bir kız ve bundan iki yıl sonra doğan bebeği. Aradan geçen yıllar ve bir kurtuluş. Hikayemiz ise bu kaçırılan kız değil. Hikayemiz O’nun kızı Helena.
Helena büyük zorluklar geçirdikten sonra kendine bir hayat kurmuş bu hayatında onun Bataklık Kralı’nın kızı olduğunu bilen yok ve ansızın babasının hapisten kaçtığını öğrenmesiyle her şey tepe taklak olmuş. Helena ise herşeyi geride bırakacak ve babasının peşine düşecek. Biliyor ki onu sadece kendi bulabilir.
Açıkçası kitapla ilgili hiç bir beklentim yoktu. Hatta bu tarz bir kitabı okuma havamda olmadığımı bile düşündüm. Oysa o kadar yanılmışım ki. O karanlık havasına rağmen elimden bırakmadan okudum. Özellikle çocuklukta yaşadıklarını anlattığı bölümler çok ilginçti. Bazı yerlere çok değinilmemesi olaya daha fazla gizem havası katarken merakınızın artmasına da sebep oluyor.
Kitapta ki karanlık havanın halet-i ruhiyem üzerinde ki kötü etkisine rağmen güzel bir kitap okudum. Tek kusuru kahramanın ağzından yazılması olabilir ki konuya dalınca bunu bile göz ardı edebildim.