Isaac Asimov'un 9 farkli öyküden oluşan ama birbirleriyle geçişleri olan, roman tadında eseri. Salt robotların hegemonyasinda geçen vurdulu kirdili aksiyon iceren bir kitap değil. Zaten Asimov'un , kendini bilim-kurguya adamis duayenin tarzi da değil. Genel olarak tüm öyküler üç robot kuralı uzerine dizayn edilmiş.
#Robotlar insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak insanlara zarar verilmesine göz yumamaz.
#Robotlar birinci kanunla çakışmadıgi surece insanlar tarafindan verilen emirlere itaat etmek zorundadir.
#Robotlar birinci ya da ikinci kanunla cakismadigi müddetçe kendi varliklarini korumak zorundadir.
Iste tam da kitapta yer alan butun oykuler bu maddeler etrafında sekillendirilmis. Bu maddelerdeki bosluklar uzerinden gidilmis. Hani cok etkilendin mi dersen , kesinlikle hayir. Hani acikcasi ben de bilimkurgu olunca biraz daha hareketli bir eser beklentisi icerisinde hissettim ke dimi ama dediğim gibi bu Asimov tarzi degil.
Robot basrollu bir dunya tasvir etmis Asimov. Eserde yer alan Robotlarin da beyni var,duyguları var. Bu yönüyle benzerlerinden daha degisik bir goruntu sunuyor bize. Tabi hal boyle olunca da bir robopsikolog kadin da on plana cikarilmis. Haliyle duygu, dusunce var ise isin psikoloji tarafi da olmali. Belirli karakterler etrafindaki diyaloglar benim okuma şevkimi kirdi. Acikcasi okurken sıktı. Yoksa genel itibariyle ve benzerlerinden ayrışan yonleri ile kesinlikle basit bir bilimkurgu kitabi degil. Filmi basrollerini Will Smith'in oynamasi yonuyle bol aksiyon ogeleriyle suslenmisti. Kitapta bunu bulamazsiniz simdiden diyeyim efenim. 🧐⚠️