Uçurtma Avcısı'nı okuduktan sonra Khaled Hosseini'nin 2. kitabını mutlaka okumam gerektiğini biliyordum. Afganistan'daki hayatı en çarpıcı hikayelerle okuyucuya sunmasını bilen Hosseini yine yapmış yapacağını ve elinize aldığınız kitabı hiç bırakmadan, hayattan kopup tek nefeste okumanızı sağlamış.
Savaşın yok ettiği hayatlar, insan yerine konmayan kadınlar, kuralların hiçe saydığı sevgiler, arkadaşlıklar, dostluklar, ayrılıklar, özlemler... Meryem, Leyla, Tarık, Azize, Molla Feyzullah, Celil, Raşit...
Hosseini öyle bir betimlemiş, öyle bir olay kurgusu yaratmış ki bazı satırları okurken gözleriniz yaşlanmanın ötesine gidiyor. Bin Muhteşem Güneş beklediğimden de etkileyici, beklediğimden de sürükleyici çıktı diyebilirim. Bunun yanında Afganistan'ın yıllardır başına musallat olan savaşı, savaşın getirdiği acizliği, acizliğin sonuçlarını bir de Hosseini'den dinleyin derim.
Zaten Uçurtma Avcısı'nı okuyup da Bin Muhteşem Güneş'i eline almayan yoktur. Her ikisiyle de hâlâ tanışmayanın olacağını pek sanmıyorum ama bu aralar okuyacak kitap arayıp henüz Hosseini ile tanışmadıysanız bir gözatın derim her iki kitaba da. Herkes kendinden bir şeyler bulacaktır, eminim. 10/10
Kitabın çevirisini yapan Püren Özgören de çok iyi bir iş çıkarmış. Ellerine sağlık diyorum.
http://cineshoot.blogspot.com/2012/03/kitap-yorumu-bin-muhtesem-gunes-khaled.html