Çok eğlenceli, hareketli bir oyun. Sevdiğimi açıkça belirtmeliyim. Okuma fırsatınız olursa kesinlikle kaçırmayın!
Özellikle Nora'yı çok sevdim. Dönemine göre gerçekten feminist bir kadın. Çocuksu hareketleri oyunun sonunda olgunlaşması ile bitiyor. olgunlaşma arayışı demek daha doğru olabilir.
Helmer, sevgili Noramızın kocası. Onu biraz iki yüzlü, zayıf ve çirkef bir adam olarak gördüm. Sevmediğimi açıkça belirtmeliyim. Bizim Nora her ne kadar sevgi ve huzur için çalışmışsa sevgili kocasıda bir o kadar kendi için çalışmış, bencil birisi.
Nora kocası hastayken bir kaç hile ile ahlaki değerleri bozuk olan bir avukattan para almış bir kadındır. kocasının bir bankanın başına geçmesi ve bu adamı kovma niyetiyle her şey alt üst olur. Hala borcu ödemekte olan Nora bu adama yardım etmesi yoksa kocasından gizle ve hileyle (ahlaki bozukluk, toplumda değerinin düşmesi, nama leke sürülmesi...) aldığı parayı, Helmere söylemekle tehdit eder.Noranınn tüm çabaları boşa gider ama sorun şu ki oyunun sonu hiçde beklediğiniz gibi değildir.
Kişisel olgunlaşma, çevrenizdekileri ve kendinizi tanıma ve ahlaki değerlerle gerçek sevginin karşılaştırılması olan bu oyunu çok sevdim. Şunuda eklemeliyim Nora'nında kocasına hastalığında yardım ederek gerçekten büyük bir öz güven sahibi olmuştur. Kadınların öyle çok da aciz olmadıklarını vurgulamıştır.
Özellikle Noranın Helmer'in erkek gururuna oynayarak elde ettiği puanlar beni çok güldürdü.
“Mrs LINDE: When you've sold yourself once for the sake of others, you don't do it second time.”