http://kitaptutkum.blogspot.com/2013/04/the-bridgetons-serisi-biz-evleniyoruz.html
Ve nihayet bir serinin daha sonuna geldik! Seriyi yaklaşık dört seneden beri takip etmekteyim ve bu nedenle son kitaptan çok fazla şey bekliyordum. Tam düşündüğüm gibi olmasa da kitabın son kısımlarını beğendim ama aynısını tamamı hakkında diyemeyeceğim.
Julia Quinn favori yazarlarımdandır. Hani derler ya ne yazsa okurum diye benim için işte öyle bir yazardır. Ancak son kitabını konu itibari ile pek beğenmedim. Çeviri ve diyaloglar güzel, tam da JQ’dan beklenilecek tarzdaydı.
Kitabın konusunu beğenmememin nedeni Gregory’nin bir anda aşık olması. Önce Hermione’ye aşık oluyor ki aşkından ölecek durumlarda etrafta gezinmektedir. Hermione’nin en yakın arkadaşı Lucy ikilimizi bir araya getirmek için Gregory’e yardım etmektedir. Ama bu sırada kendisine itiraf edemese de Gregory’e aşık olmuştur. Sonra aradan geçen bazı olaylar sonucu Gregory aşkını kalbine gömmek zorunda kalır ve okuyucu şimdi erkek karakterimiz acı çekecek diye düşünürken Gregory gider Lucy’i öper! Hem de olayların üzerinden bir-iki saat anca geçmiştir. Ve tabiî ki de Lucy’e aşık olur!
Kitapta bu konu ile ilgili şu cümleler geçmektedir:
“Ne çemberdi ama! Hermione, Bay Edmonds’a aşıktı; Bay Bridgerton, Hermione’ye aşıktı ve Lucy, Bay Bridgerton’a aşık değildi!”
Gregory o andan itibaren Lucy için her şeyi yapacak duruma gelir. Kızımız git kendini camdan at dese onu bile yapacaktır.
“Seni koruyacağıma yemin ettim ben. Yemin ettim. Ve imkan yaratır yaratmaz Tanrı huzurunda da yemin edeceğim. Seni yalnız bırakmak, göğsüme asit dökmek gibi bir şey.”
Kitapta beni rahatsız eden bir diğer şey de Gregory’nin Lucy’e sürekli seni seviyorum demesiydi. Adamın iki lafından biri bu iki kelimeydi desem abartmış olmam. Tarihi aşk romanlarında genellikle çok fazla kullanılmayan bu cümleye çokça yer verilmesi benim hoşuma gitmedi. İnsanın da belli alışkanlıkları var değil mi ama? :)
Bir de kitabın kapağı! JQ kitap kapaklarının içinde en kötüsüydü bence!
Aşk, vardı. Hayal gücünün şairleri açlıktan kurtarmaya yarayan cılız bir icadı değildi bu. İnsanın görüp duyabileceği, koklayıp dokunabileceği bir şey olmayabilirdi, ama yine de oralarda bir yerlerdeydi.
Başka bir yazarın kitabı olsaydı puanım çok daha düşük olurdu.