Garip birşey oldu...
Tanıdığı bütün adamların aksine, Gregory Bridgerton gerçek aşka inanmaktadır. Ve hayallerinin kadınını bulduğunda, onun doğru insan olduğunu bir anda anlayacağından emindir. Başına da tam olarak bu gelmiştir. Fakat...
Bu kadın, doğru kişi değildir. Hatta, nefes kesici Bayan Hermione Watson başkasına âşıktır. Ama en iyi arkadaşı Leydi Lucinda Abernathy, Hermione'yi feci bir birliktelikten kurtarmaya karar verir, böylece Gregory'ye onun kalbini kazanması için yardım etmeyi teklif eder. Ama bu esnada Lucy âşık olur. Hem de Gregory'ye. Fakat...
Lucy nişanlıdır. Ve amcası onun nişandan caymasına izin verecek gibi görünmez. Gregory kendine gelip, doğru kişinin keskin zekâsı ve insanın içini açan gülümsemesi ile kalbine şarkılar söyleten Lucy olduğunu anlayınca bile... Böylece, düğün yolunda, gelini öpme vakti geldiğinde, sunakta duran kişinin yalnızca kendisi olmasını sağlamak için Gregory'nin her şeyini riske atması gerekmektedir...
''Zekice ve komik.''
-Times Dergisi-
Garip birşey oldu...
Tanıdığı bütün adamların aksine, Gregory Bridgerton gerçek aşka inanmaktadır. Ve hayallerinin kadınını bulduğunda, onun doğru insan olduğunu bir anda anlayacağından emindir. Başına da tam olarak bu gelmiştir. Fakat...
Bu kadın, doğru kişi değildir. Hatta, nefes kesici Bayan Hermione Watson başkasına âşıktır. Ama en iyi arkadaşı Leydi Lucinda Abernathy, Hermione'yi feci bir birliktelikten kurtarmaya karar verir, böylece Gregory'ye onun kalbini kazanması için yardım etmeyi teklif eder. Ama bu esnada Lucy âşık olur. Hem de Gregory'ye. Fakat...
Lucy nişanlıdır. Ve amcası onun nişandan caymasına izin verecek gibi görünmez. Gregory kendine gelip, doğru kişinin keskin zekâsı ve insanın içini açan gülümsemesi ile kalbine şarkılar söyleten Lucy olduğunu anlayınca bile... Böylece, düğün yolunda, gelini öpme vakti geldiğinde, sunakta duran kişinin yalnızca kendisi olmasını sağlamak için Gregory'nin her şeyini riske atması gerekmektedir...
''Zekice ve komik.''
-Times Dergisi-
http://kitaptutkum.blogspot.com/2013/04/the-bridgetons-serisi-biz-evleniyoruz.html
Ve nihayet bir serinin daha sonuna geldik! Seriyi yaklaşık dört seneden beri takip etmekteyim ve bu nedenle son kitaptan çok fazla şey bekliyordum. Tam düşündüğüm gibi olmasa da kitabın son kısımlarını beğendim ama aynısını tamamı hakkında diyemeyeceğim.
Julia Quinn favori yazarlarımdandır. Hani derler ya ne yazsa okurum diye benim için işte öyle bir yazardır. Ancak son kitabını konu itibari ile pek beğenmedim. Çeviri ve diyaloglar güzel, tam da JQ’dan beklenilecek tarzdaydı.
Kitabın konusunu beğenmememin nedeni Gregory’nin bir anda aşık olması. Önce Hermione’ye aşık oluyor ki aşkından ölecek durumlarda etrafta gezinmektedir. Hermione’nin en yakın arkadaşı Lucy ikilimizi bir araya getirmek için Gregory’e yardım etmektedir. Ama bu sırada kendisine itiraf edemese de Gregory’e aşık olmuştur. Sonra aradan geçen bazı olaylar sonucu Gregory aşkını kalbine gömmek zorunda kalır ve okuyucu şimdi erkek karakterimiz acı çekecek diye düşünürken Gregory gider Lucy’i öper! Hem de olayların üzerinden bir-iki saat anca geçmiştir. Ve tabiî ki de Lucy’e aşık olur!
Kitapta bu konu ile ilgili şu cümleler geçmektedir:
“Ne çemberdi ama! Hermione, Bay Edmonds’a aşıktı; Bay Bridgerton, Hermione’ye aşıktı ve Lucy, Bay Bridgerton’a aşık değildi!”
Gregory o andan itibaren Lucy için her şeyi yapacak duruma gelir. Kızımız git kendini camdan at dese onu bile yapacaktır.
“Seni koruyacağıma yemin ettim ben. Yemin ettim. Ve imkan yaratır yaratmaz Tanrı huzurunda da yemin edeceğim. Seni yalnız bırakmak, göğsüme asit dökmek gibi bir şey.”
Kitapta beni rahatsız eden bir diğer şey de Gregory’nin Lucy’e sürekli seni seviyorum demesiydi. Adamın iki lafından biri bu iki kelimeydi desem abartmış olmam. Tarihi aşk romanlarında genellikle çok fazla kullanılmayan bu cümleye çokça yer verilmesi benim hoşuma gitmedi. İnsanın da belli alışkanlıkları var değil mi ama? :)
Bir de kitabın kapağı! JQ kitap kapaklarının içinde en kötüsüydü bence!
Aşk, vardı. Hayal gücünün şairleri açlıktan kurtarmaya yarayan cılız bir icadı değildi bu. İnsanın görüp duyabileceği, koklayıp dokunabileceği bir şey olmayabilirdi, ama yine de oralarda bir yerlerdeydi.
Başka bir yazarın kitabı olsaydı puanım çok daha düşük olurdu.
Hiçbir kitapta bu kadar çok ''seni seviyorum'' ve ''özür dilerim'' sözcüklerini okumamıştım..Gregory sağolsun 180 derece dönüşleriyle ve ağzına yapıştığını düşündüğüm bu sözcükler sayesinde bir ilki yaşattı bana.ayrıca serinin -francesca hariç- diğer kitapları kadar sevemedim.Çoğu şey havada gibiydi,sonlara doğru aksiyon filmine bağlaması da baya şaşırtıcıydı..Ama 9 çocuk olayı güzeldi.. :D
Serinin en çok güldüğüm en çok eğlendiğim kitabı oldu. Belki Gregory'nin ünvanı, parası yoktu belki son derece karizmatik bir hikayesi yoktu ama ailenin en keyifli elemanı meğerse bana göre Gregory imiş. Lucy ise ne Kate ne Hyacinth ne Penelope (belki o biraz) ne Franceska ne Sophie ne Eloise ne Daphne bu kadar şirin bu kadar kuralcı bu kadar hazırcevap bu kadar espirili gelmedi gözüme. Sanırım bu kitabı okuduğum gün boyunca tüm seriden aldığım tadı tek kitapta yeniden buldum. Sonlara doğru felakete sürüklendiler ve ben resmen midem sancıyarak skandalın nasıl sonlanacağını okudum. Bu yorumu önce mutlu sonra şaşkın sonra üzüntülü sonra yine mutlu olmaktan şaşkına dönmüş bir mide ile yazıyorum. Bu kitabı seriye başlamamış herkese tavsiye ederim. Mutlaka seriye başlayacak ve sonra büyük bir zevkle bu kitabı ikinci hatta belki yüzüncü kez elinize alacaksınız.
Sonunun nasıl mutlu sona bağlanacağını merakla okudum, seride en sevdiğim kitap olmasa da güzeldi.
Q okumak büyük bir keyif ! Diyaloglarının zengin çeşitliliği ,yarattığı karakterlerin kişilikleri duyguların geçişleri hem güldürmesi hem duygulandırması mükemmel :)
Esas oğlanımızın aşık olmaya hazır hissetmesi ile aşık olduğunu sanması ve sonrasında Esas kızımıza fena körkütük aşık olması aşklarının sarsılmazlığı hiç vazgeçmemesi bu serinin finaline yakışır olmuştu :)
Lucy'nin neredeyse nişanlıyken ağabeyinin gelişi amcalarının çağırdığını ve artık evlenmesi gerektiği anın geldiğine dair yaptıkları konuşmada Lucy'nin o sessiz kabullenişi (kendini tam tanımayışı ne beklediğini bilmiyor olması..) içimi çok acıttı :/
Annesiz ve babasız kalmış, akrabasına emanet edilmiş birinin üzerinde kurulmuş baskı,umursamazlık bir insanın ışıl ışıl ruhunu nasıl yok edebildiğini,sindirildiğini okurken çok sinirlendim ...
Bridgerton ailesinin bir kısmının yine romanda olması (keşke hepsinden de bahsedilseydi özlemiştim ..) bana ''ahha bizimkiler geldi''dedirtti :)))
Bu yorum başlığı açıldığında 3 Nisan 2013 de onları çok özleyeceğimi yazmıştım son kitabı okudum ve ...kesinlikle özleyeceğim :) Ortada çok fazla çocuk var (rekor Gregory'de :o ) yazarımız torunlar yeğenlerin hikayelerine de girmeyi düşünmüş müdür :)) Tamam tamam abarttım ;) :p
Gregory Benedict'ten sonra en sevdiğim 2. Bridgerton oldu. Diğer kardeşlerinin aksine aşkı bulacağına tamamen inanan, bugüne kadar hiçbir kadınla ilişkisi olmayan sevdiği kadın için aşırı fedakar olan, bulunası zor erkek tipi karşımızda duruyor. Lucy de ayrı bir sevimliydi. Biri titiz, geleceğini planlayan diğeri dağınık ve hayatı olduğu gibi yaşayan çiftimiz çok tatlı. Yalnız Hermonie'yi hiç sevmedim. Maşallah kız her gördüğüne aşık. İlerleyen zamanda eşini aldatırsa kesinlikle şaşırmam.
Kitabın son sözü beni çok güldürmüştür.
8 romanda da ilgimi çeken bir detay var: Violet Bridgerton. Yazarımız nedense çocuklardan çok bu karakter üzerinde durmuştur. Hepsini seven, hepsinin evlenmesini isteyen ve fazla nasihatçi biri. Kadını sevdiğimiz bir gerçek ama bu kadar çok üzerinde durulmasaymış keşke.
Sonuç olaraka Bridgerton serisi bitti. Bittiği için o kadar mutluyum ki.
Bir önceki kitaba göre daha fazla beğendim. Çünkü Hyacinth hiç de kendisi gibi değildi. Bu romanda bile daha iyiydi kendi olayına göre. Neyse dört dörtlük olmasa da olayların farklı ilerlemesi sayesinde keyifle okuduğum bir kitap oldu. Sadece ense muhabbeti baydı ve de sonu "biraz" abartı geldi. Gene de okunmaya değer bir seri :) Çok sevdim. Bitti ama bence anneleriyle devam etmeli ;)
bayıldım fazlasıyla eğlenceli,okuması çok keyifli,biraz hüzünlü bir kitaptı.bridgertons kardeşlere yakışır bir son kitap olmuş.
Kitabın abartıldığı kadar iyi olmadığını düşünüyordum ta ki son sayfalarına gelene dek. Hikayenin sonunu çok eğlenceli bitirmişti yazar.
Karton Cilt, 1, 453 sayfa
Nisan2013 tarihinde, Epsilon Yayıncılık tarafından yayınlandı