Büyücüler, korktuğunuz gibi berbat bir kitap değil.
Büyücüler, ne yazık ki şahane bir kitap da değil.
Kitabı iyi değerlendirmek için ortası diyebileceğimiz bir yerden ikiye ayırmak gerekiyor.
İlk yarıda Harry Potter'a benzer şekilde büyülü bir dünyaya ilk adımlarını atan bir çocuğun hikayesini ve büyümesini görüyoruz. Bu kısımları bazı okurlar sıkıcı bulabilir; ancak "sıradan" bir öğrencinin hayatından çok da farklı şeyler beklememek lazım. Baş karakterimizin başına aslında bir büyücü için bile değişik denebilecek şeyler geliyor, ben sıkıcı bulmadım. Bu bölümün en büyük sıkıntısı, beş yıllık bir sürecin çok kısa sürede anlatılmasıydı. Bazı yan karakterleri bir kere gördük, bir daha kitap boyunca neredeyse adları geçmedi. Çok büyük bir sorun değil belki; ama uzatılsaymış bu ilk kısım sadece bir kitap olabilirmiş.
İkinci yarıya geçtiğimizdeyse artık okuldan mezun olmuş, hayata atılan genç büyücü adaylarını izliyoruz. Büyüyle her şeyi yapabiliyorsanız, büyücü kaynaklı şirketlerden adınıza her ay yüklü miktar para yatıyorsa ve en önemlisi hayattan ne istediğinizi bilmiyorsanız başınıza neler gelebilir sorusunun cevabı ikinci yarının başında veriliyor. Aslında "büyü" kavramını çıkarın, ailesi zengin ve umursamaz bir çocuğun yaşadıklarına yakın şeyler elde edersiniz gibi geldi bana. Tabii bu benim "zengin züppe" stereotipine olan bakış açımla alakalı bir şey de olabilir, okuyup görün.
Ancak ikinci yarının başlangıcındaki bu çöküşten sonra, genç büyücülerimiz bazı büyülü olaylar yaşıyorlar ve hayatları değişiyor. Daha fazla şey söylemek ve okuma keyfinizi kaçırmak istemiyorum. Buradan sonra gelişen olaylar, kitap boyunca anlatılan bir yerle de bağlantılı, ilk yarıdaki alakasız görünen hikayelere dikkat edin derim.
Büyücüler bildiğim kadarıyla üç kitaplık bir serinin başlangıcı. Eğer okursanız ve beğenirseniz, yeni çevrilen ikinci kitaba -Büyücü Kral- hemen başlayabilecek olmanız da bir artı. Sonuç olarak okumakla bir şey kaybetmeyeceksiniz; ama kazanacağınız da kesin değil.
-SPOILER UYARISI -
Buradan sonrasını okumak, kitapla ilgili keyif kaçırıcı bilgi görmenize neden olabilir.
Kitapta geçen Fillory evreni, Narnia'dan oldukça fazla etkilenmiş. Kardeşlerin bir dolaptan geçerek büyülü dünyaya ulaşması, bir tanesinin zamanla yoldan çıkması, büyülü yaratıklar, bu dünyaya gidip gelmek için uğranan ara evren ve hatta bu Fillory'yi anlatan kitapların senaryoları Narnia serisini okuyan birine oldukça tanıdık gelecektir.
Ayrıca yukarıda yazamadığım bir kötü yan da şu: Büyücülerimiz senelerce büyü eğitimi aldılar; ama iş gerçeğe bindiğinde iki üç afilli büyü yapmaktan aciz öylece kaldılar. Hatta baş karakter, kitabın sonlarına doğru azimle çalışarak çok süper über görkemli bir büyü gücüne ulaştı; ancak sonra bir anda bunların hepsini bir kenara bırakıp gitti. Bu noktalarda tutarsızlık var bence.