Holden'in sohbetinin daha uzun zaman devam etmesini isterdim ama ne yazık ki çabuk bitti -ara vererek, sindirerek okumaya çalışmama rağmen. Holden bana ergenliğimi hatırlattı ve yetişkinliğimi sorgulattı. Kardeşlerin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu hatırlattı ya da çocukların. Uzak bir yere gitmek istiyor ancak gidemiyorsanız bunun nedeni küçük kardeşinizi bir daha görememekten korkmaktır. Holden hikayesinin devamını psikiyatrist görüşmesinden sonra anlatmadı ama bana göre psikiyatriste de ihtiyacı yoktu. Bir çok insanın yavan bulmasına rağmen kullandığı "bittim, lanet" gibi kelimeleri beni kitap okuyormuş hissinden çıkardı, gerçekten bir arkadaşımla muhabbet ediyormuşum gibi hissettirdi.
"Birilerinin size dayılarını anlatması güzel bir şey. Özellikle de konuşmaya babalarının çiftliğinden başlayıp, sonra birden bire ilgileri dayılarına kayarsa. Yani çocuk güzel güzel, heyecanlı anlatırken, böyle, 'Dağıttı!' diye bağırıp durmak ne kadar ayıp bir şey... Ne bileyim? Açıklaması çok güç."
Bugün daha sonra okumak üzere kitabımı rafa kaldırıyorum. Ben ona bir şey anlatmadım ama Holden'i şimdiden özledim bile..."