İnternet'te aratınca, yazarın hep takma isimle, benzetmeyle bahsettiği kişilerin aslını astarını bulabiliyorsun ya, garip bir haz veriyor insana o... İşte bu kocası diyorsun, bu da o kolyeli, görgüsüz adam...
En çok şu, akıl hastanesindeki doktorların güzel kızlardan faydalanma metoduna içerledim ben... Ya bu adamlar 6 yıl 10 yıl, Allah ne verdiyse okudular diye, düştükleri her yerden bir avuç toprakla mı kalkmak zorundalar?..
Kızlar da, sonradan yine onlara muhtaç olacaklar diye, doktorlar ne isterse yapıyorlar diyor yazar... Vaaay be, biz insanı sömüremeyen meslek sahibi olmuşuz ya, doktorlar ne yapsa bize de susup seyretmek düşer tabi...
Bir de, yine akıl hastanesinde sebepsiz yere hasta döven hademeler vs. konusu var (onlar doktor değil ya, 8-10 yıl okumamışlar, ancak dövebiliyorlar, yazık be...). Yani, sanki bunlar kitaba döküldü diye, ayıplanacak, bu kötü muameleler son bulacak gibi geliyor ama son bulmuyor di mi...
O hademeler o doktorları dövseler ya, bak düşündükçe çok sinirlendim yine, en iyisi konuyu kapatayım...