Çocukken mahallemizin delisini her gördüğümde içim ezilirdi, üzülürdüm; başka çocukların yaptığı gibi onu kızdırmak veya onunla alay etmek aklımdan geçmezdi. Kim öyle bir durumda olmak isterdi ki? O da isteyerek o hale gelmemişti elbette... Peki nasıl olurdu, deli olmak için ne gerekiyordu? Hangi aşamalardan geçer ve "deli" rütbesine ulaşırdı insan?
Yıllar geçti, büyüdüm... Mahalleler değişti, insanlar değişti...Eskiden olduğu gibi bir deli ve onu koruyan mahalleli yoktu artık... Herkes kendi kabuğuna çekilmiş ve herkes bir parça delirmişti...
Bu kitabı görünce de deliliğin nasıl bişi olduğunu tam olarak anlayamasam da (gerçi memlekette delirmek an meselesi, çok da uzak bir şey değil yani:)) kıyısında dolaşmak hoş olabilir dedim.
Beklentim, kahramanı deli bir karakter olan ya da deliliği konu alan öykülerdi ki bu gayet mantıklı:) Tam da tahmin ettiğim gibi bu öyküler var kitapta amma velakin arka kapak yazısında da belirtildiği gibi öykünün kendisi de deli olur muymuş?! Vallahi olurmuş!:)
http://kitapsevinci.blogspot.com.tr/2015/10/deli-oykuler.html