Kesinlikle Mükemmel bir kitap. Wirginia Woolf, bilinç akış tekniği ile yazdığı bu kitapta düşünceleri harika bir şekilde harmanlamış.
Bu tarz kitapları okumak ilk sayfalarda oldukça zordur ancak sayfalar ilerledikçe ve okuyucu yazar gibi düşünmeye başladığında kendiliğinden akar gider. O yüzden bu tip kitapları okurken oldukça sabırlı olmak gerekir.
Kitabın konusuna değinecek olursak; Woolf bu eserinde, Mrs.Ramsay , ailesi ve konuklarını tanıtır bize. Mrs.Ramsay kusursuz güzelliği ve güçlü kişiliği ile çevresindeki herkesi etkileyen bir kadındır. ve Woolf onun karakterinde kadın-erkek ilişkisini irdeler. Bu kusursuz güzellik aynı zamanda erkeklerin her anlamda kadınlardan üstün olduğunu savunur. Ona göre kadın, evlenmeli, çocuk yapmalı onlar için kendisini feda etmelidir. Erkek "tanrı" kadar yüce görülür, özünde erki simgelerken kadın her anlamda onun hizmetçisidir. Ancak Mrs. Ramsay her ne kadar bunları anlatıp yaşamaya çalışsa da bilir ki aslında kadın olmazsa erkek kısır bir döngüden başkası değildir. Elbette bu düşüncelerini asla kimse ile paylaşamaz. Bu yüzden kitabın sonunda onun yerini devralan Lily Birscoe onun bu antifeminist yaklaşmırlayla yüzleşir ve onu anlamak için oldukça fazla çaba üretir.
Aslına bakarsanız kitap feminist yazınına katkı sağlayan ciddi bir eserdir.
Kitapta sık sık olumsuzluk üzerinden olumla yöntemini seçmiş olan yazar kitabı, kadının üretkenliğini vurgulamak adına harika bir sonla bitirir.
Yalnızca bir eserin vücuda gelişi değil ilham kaynakları açısından da irdelenmesi gereken bir sondur bu.