Yazar, Peruk Gibi Hüzünlü'ye göre biraz daha ilerlemiş, daha çeşitli ve toplumca bal gibi bilinip de bilinmezden gelen konulara daha derin değinmiş. Özellikle bu içgüdülere/duygulara/eğilimlere/yaşamlara sahip insanların birer canavar olmadığı vurgusu çok yerinde. Kaldı ki bir çoğumuz da benzer hisler yaşadığımız gibi kimi öykülerde baştan sona olmasa bile bir an için aynaya bakmış kadar oluyor insan. Hikayelerde yine en çok hissedilen baskın his hüzün. Öykülerin her biri düşündürüyor ama son öykü, Herkes Kendi Gemisinde, fon olarak kullanılan ve oldukça sert bir film olan Gemide ile hikayenin naifliğinin tezatlığındaki başarı ile bir adım öne çıkıyor.