Kişisel gelişim kitaplarında bahsedilen şeyler aslında bildiğimiz şeyler. Bu bildiğimiz şeyleri uygulamaya geçirmedeki en önemli etken; ihtiyacın olduğunu düşündüğün şeyi doğru zamanda okursan verim alabiliyorsun. Eğer o kitap için doğru zaman değilse okuduğunda uygulamaya geçmesen bile gün geldiğinde uygulamak üzere öğrenmiş oluyorsun. İşte benim için bu kitap doğru zamandı. Çünkü çok yoğun bir yıl geçirdim çok fazla insanla muhatap oldum ve açıkçası negatif insanların enerjimi emdiğini düşünüyordum. Kitap iyi geldi mi derseniz evet geldi an itibariyle bir sakinlik, bakış açımda bir olgunluk var diyebilirim:) Etkisi ne kadar sürer bilmiyorum ama direniyorum.
Kitapta Toltek Yaşam Sanatı’ndan bahsediliyor. Toltekler her şeye cinsiyetsiz ve canlı gözüyle bakıyor. Tapınma onlar için bir anlam ifade etmiyor görmeye, öğrenmeye ve uygulamaya önem veriyorlar. Ve onlara göre insan dünyaya geldikten sonra kendisiyle, etrafındaki insanlarla, Tanrıyla, etkileşim halinde bulunduğu her şeyle anlaşma yapıyor. Bu anlaşmalarla; kim olduğumuzu, ne hissettiğimizi, neye inandığımızı ve nasıl davranacağımızı belirliyoruz ve sonuca “kişiliğim” diyoruz. Bu anlaşmaların çoğunu toplumsal etkileşimlerle farkında olmadan yapıyoruz. İşte bu kitap; farkında olmadan yaptığımız ve hayatımızı olumsuz etkileyen anlaşmaları aşağıdaki 4 anlaşmayla daha pozitif hale getirebiliriz.
1.Anlaşma; Kullandığınız sözcükleri özenle seçin.
Don Miguel şöyle diyor “ Söz, sadece bir ses ya da yazı sembolü değildir. Söz, bir güçtür; kendinizi ifade etme ve iletişim kurma gücüdür. Sözle düşünürsünüz. Düşünmekte kullandığınız sözlerle yaşamınızdaki olayları yaratırsınız.” Olumsuz olarak kullandığımız sözcüklerle hem etrafımıza hem de geri dönüşü kendimize olan bir zehir saçıyoruz. İşte eski anlaşmayı bozup şahsen ben öyle yapacağım olumlu, yargılama içermeyen, dedikodu yapmayacağım bir anlaşma yapıp iyi şeylerden konuşacağım.
2.Anlaşma; Hiçbir şeyi kişisel algılamayın.
Kişisel algılamayı çok önemli bir hale getirirseniz bu sizin canınızı yakabilir. Çünkü insanlar genelde negatif konuşurlar ve çeşitli nedenlerden dolayı en basiti mutsuzluktan beslenen insanlar mutsuz olmanız için uğraşırlar çok ciddiye alırsanız incinirsiniz. Miguel bu durumla ilgili “ Sizi inciten söylenenler değildir. Söylenenler yaralarınıza dokunduğu için incinirsiniz. Sizi inciten sizsiniz .”diyor. Başkaları o an canınızı sıkabilecek şeyler söylese bile kişisel algılamayın. İyi söylese de algılamayın. Bu sizinle ilgili değil karşı tarafın ruh haliyle ilgilidir. Siz kim olduğunuzu bildikten sonra gerisinin önemi yok. Hem kişisel algılamaya alıştığınız zaman hep onaylanmak, sevilmek, iyi şeyler duymak istersiniz ki bu da pek mümkün değil.
3.Anlaşma; Varsayımda bulunmayın.
İnsanlar kendilerini dünyanın merkezinde bulunduklarını zannettikleri zaman, herkesin evrende olup biten her şeyi kendileri gibi algıladığını düşünerek kendi zihninde olan şeyleri insanlara yükleyerek varsayımda bulunurlar. Bu da iletişim faciasına yol açar. O yüzden etkili bir iletişim için “Zannetme-Farzetme-Varsayma SOR”..Kafana takılan her şeyi sor! Neyi, nasıl, ne şekilde soracağını bilmekte bir meziyettir çünkü.
4.Anlaşma; Daima yapabildiğinin en iyisini yap.
Don Miguel şöyle diyor ; “Her koşulda, daima en iyisini yapın, ne daha fazla ne daha az. Ama şunu daima hatırlamanızda yarar var: An, her an değiştiği için asla “ en iyiniz” olmayacaktır. Dört anlaşmayı yaşamınızda uyguladıkça “en iyiniz “ de gittikçe “en iyi “ hale gelecektir. Bu bölümde en etkileyici şey; belki yapmak zorunda olduklarınız sizi en iyiyi yapmaktan alıkoyuyor. Çünkü en iyiyi yapmak için önce sevmek gerekir.Sevmediğiniz bir şeyi yinede yapmak zorundaysanız onu eğlenceli hale getirin mesela işiniz olabilir:)