http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/09/isl-parlakyldz-duygu-bir-turk-masal.html
3,5 stars
"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı."
Sözüyle başlarım yoruma ve ardından da, "yemişim Bekir'i... Sedat'ı..." der sözü kendimce uyarlarım arkadaş! "Ali candı, Ali kandı. Ali aşk'tı."
Ali'ciyim ben diyor ve Sedat'ı size bırakıyorum :D
Duygu'yu bir çoğunuz internet üzerinden ya da wattpad'den okumuştunuz ve kitabı okurken nelerin sizi beklediğini biliyordunuz. Ama ben... ne yazık ki Duygu'yı ilk kez kitap olarak elime aldığımda okudum ve inanın beğendim. Haa bence eksik tarafları vardı ama yine de güzeldi.
Işıl Hanım'ın daha önce Köle isimli kitabını okumuştum ve orada gerek kalemini gerekse duyguları aktarma tarzını beğenmiştim. Onda duyguların anlatımı buna göre daha yoğundu bence, bu kitapta da biraz daha duygu hissedebilmek isterdim. O yönden biraz yoksun geldi bir de şu meşhur vurdular, kırdılar... acımadan öldürmeler... sıkmalar... depoya göndermeler... falanlar... filanlar... bir an dedim Vahşi Batı'damıyız biz? Burası İstanbul!! Her şey bu kadar ulu orta yapılamaz herhalde değil mi?
Neyse o kısımlara girmeyelim :)
Sedat, Bekir ve Ali'nin Duygu'ya sahip çıkmaları, aralarındaki diyaloglar süperdi. Bu üç erkekten en çok Bekir'i gizemli buldum. Adam sevdiği kadını kaç yıl bekledi, gerçi sonunda aldı yar olarak ama hangi erkek bu kadar sabreder ki! Sırf Selma üzülmesin, ailesini karşısına almasın diye kızı kaçırmak bile istemedi. Bekir... adamın dibisin!!! =)
Ali ise... ahhhh Ali... o anlatılamaz yaşanmalı... Aslı'yı saç baş yolasım geliyor adını her duyduğumda... Alim'e göz koydu :(
Tamam itiraf eidyorum. Alim'in eğlenceli kişiliğine, sempatik tavırlarına, vurdulu kestili hallerinin yanında içindeki o küçük yaramaz erkek çocuğuna vuruldum :)
İşte öyle :D
Sırada Sedat var... Sedat... ne desem bilemiyorum. Evet, Duygu'ya hissettiği aşk çok güzeldi ama be salak, be... tamam tamam sakinim... yoksa saydırıp gideceğim. Bunca zaman madem aşıktın bu kıza ne diye uzak durdun! Kız seni istiyor, her zaman yanında olmanı istiyor, bunları görüyorsun hala neyin tribindesin ya... İlla ki kızdan mı adım gelmeliydi! Geldi de ne oldu hala ıvır zıvır konuşmalar! Tamam Sedat... iyisin hoşsun da... cidden bazen fazla mankafa oldun!
Allah'ım kafayı yedim sanırım bildiğiniz roman karakterine saydırıyorum! Neyse.... :))
Sonunda, evli mutlu çocuklu moduna geçiş yaptılar ya o da iyi :)) Mutlu sonu seviyorum arkadaş!!! Bu kadar :D Bir kitapta mutlu son varsa bende varım =))
Genel bir yorum yapmak gerekirse, güzel bir kitaptı. Sıkılmadan okunacak, kalınlığı göz korkutsa da sayfaların su gibi aktığı bir kitaptı. Yukarıda da dediğim gibi biraz duygu kısımları eksik geldi ama bazen öyle sahneler okudum ki bu eksikliği onlarla kapattım.
Beğendim, aşk romanı severlere, mutlu son okumayı sevenlere tavsiye ederim =)
Bu arada Işıl Parlakyıldız, Alim'in de kitabını yazacak ama canı gönülden istiyorum ki Bekir'in de kitabını yazsın... Onların aşkı daha gizemli, daha uzun, daha sabır dolu ve bence daha yoğun! :))