https://illekitap.blogspot.com.tr/2018/04/ozge-erkin-ebedi-yansma-kehanet.html
Özge Erkin kalemini seviyorum, kadın cidden güzel yazıyor ve Destan kitabından sonra kelimeler üzerindeki gücü hayranlığımı kazanmıştı ve bu kitap işe tamamen bambaşka bir türle karşıma geldi.
Sevdim mi evet sevdim.
Bayıldım mı? Kesinlikle.
Bir Türk yazardan beklediğim ve hep olmasını istediğim şey miydi? Kesinlikle.
Ebedi Yansıma, bir fantastik kitap. Aslında yabancı yazarlarda okuduğumuz ama genelde aslında neredeyse hiç Türk yazarlarda okumadığımız bir tür. Şimdi bir Türk yazardan böyle bir türde kitap okumak çok güzeldi. Keşke daha fazla yazılsa... vıcık vıcık aşk romanı yerine bu tür kurgularla karşımıza çıksalar baş tacımız olurlardı.
Neyse konudan çok uzaklaştım ben kitaba geri döneyim.
Ebedi Yansıma, karanlıkla ışığın ya da iyilikle kötülüğün savaşını konu alan, tanrıların tanrıçaların, meleklerin ve değişik güçleri olan insanların olduğu fantastik bir kitap.
Yormayan, heyecanı bitmeyen, aksiyonun son bulmadığı, aşkın bol olduğu ve hep yeni şeylerin ortaya çıktığı bir kitaptı. Su gibi aktı ve aynı şekilde bitti.
Kevin ile Erica arasındaki eşsiz aşk çok güzel işlenmişti. İçerisindeki sırlar, yaşanışanların sonuçları, çekilen acılar ve yaşanılan mutluluklar çok güzel işlenmişti ama bence çok fazla 'seni seviyorum' dediler. Birbirlerine olan duyguları falan güzeldi ama bence çok fazla dile getirme moduna girdiler. Ya da ben Devran'ın aşkı ile kıyasladım bilemedim. Aslımda kıyaslama yapmam hata çünkü farklı türler. Sanırım biz okurların en büyük hatası da o, yazarların kitaplarını hep birbirleri ile kıyas yapıyoruz. Yapmamalıyız...
Sam, Veronica ve Nelly ile olan aile ilişkileri süperdi.
Alecto ile olan sahneler bence en nefes kesen kısımlardı ve itiraf etmeliyim ki Alecto'nun son oyunu... çok iyiydi ve beni en şaşırtan kısımlardı. Kitabın belki de en iyi kurgusu o sahnelerdi.
Bir de Kevin ile Erica arasındaki son olay ve Beatrice'in doğumu... en vurgucu olay oradaydı.
Kesinlikle nefes kesici mükemmellikteydi o sahneler çünkü ben bunu hiç beklemiyordum.
Kitabın sonunda Beatrice ile yaşanılan ve gelincikle ilgili detaylar ve Eden'e gidiş... kendimi yabancı yazarlardan birinin kitabını okuyormuşum gibi hissettirdi.
Keşke Türk yazardı ya Türkçe isimler olsaydı dedim bir an en azından yabancı yazar okuyormuşum hissi olmazdı. Cidden öyle hissettim çünkü Sam'in Türkiye'ye gidişi aaaa Türkiye falan yaptım o kadar odaklanmışım ki bu kurgu Türk yazardan olamaz diye... bir an aha Türkiye...harikasın yazar falan moduna girecektim.
Kitabın bitiş şekli devamı olmalı hissi uyandırdı, ki bence olmalı da. Bir sonuç olmadı çünkü.. kısmen geçici olarak son olsa da tam son olmadı çünkü daha Erica geri dönmedi, ortadan kaybolmuş konsey üyeleri nerelerde neler yapıyorlar belli değil. Bu yüzden devamı olmalı.
Neyse daha fazla uzatmayayım kitabı beğendim. Eksik olan kısım var mıydı bence vardı. Dediğim gibi çok fazla sevgi pıtırcığı gibiydi Kevin ve Erica... bu kitaba o kadarı fazla geldi nedense... onun haricinde olmamış diyebileceğim bir şey yok hatta beni şaşırtıp tatmin eden çok fazla şey vardı.
Yime uzatıyorum yorumu... ben çok beğendim. 5 üzerinden 5 lik değildi belki ama 4.5 luktu bence.
Fantastil severlere şiddetle tavsiye ederim. Gerçekten iyiydi, bence mutlaka deneyin.