"Gözlerimi çevirip camdan dışarıya baktım,bugün yine onsuz sabahlardan birine uyanmıştım.Aynı zamanda, ona bir sabah daha yaklaşmıştım"...
Eser Güney Serdaroğlu mesleğe genç bir polis muhabiri olarak başlamış, daha sonra,savaşların yaşandığı coğrafyalarda mesleğini başarı ile sürdürmüş,ölümlerden dönmüş,hatta iki de kitap yazmış cesur bir adam,aşkını en derinlerde yaşıyor,iç seslerinde Nehir'e söyledikleri, ve çoğu zaman küçük kağıtlara yazdığı duyguları onun ne kadar aşık ve tutkulu olduğunun kanıtı..
Nehir Güven, kendisi babasının sahip olduğu gazetenin dergi bölümünde çalışıyor,şımarık bir genç hanım,bir eli yağda diğeri balda olunca öyle oluyor sanırım :)
Eser'le burada tanışıyorlar,ve birbirlerine aşık oluyorlar, henüz ikisi de çok genç, Eser'in mesleğinde ilerleme hayali var, bunun için en tehlikeli coğrafyalara gitmekten çekinmiyor,ama aslında bunun ardında sadece büyük bir gazeteci olma isteği yok, maddi açıdan da iyi bir duruma gelip, Nehir'in yaşadığı hayatın aynısını vermek istiyor ..
Ve bir gün , üstelikte en ihtiyacı olduğu bir zamanda, şımarık kızımız , yağız delikanlımızı terk ediyor, ( arkadaş bu kadar aptalca bir nedenle böyle bir adam nasıl terkedilir anlamadım gitti) genç adam bu acıyı unutmuyor, zaman geçiyor,hayat onları olgunlaştırıyor,ve yolları tekrar birleşiyor ,tam on beş yıl sonra,ve aynı gazetede, birbirlerine olan sevgileri çok derin çok güçlü, belkide bu kadar güçlü olması onların acılarını ikiye katladı, en derin yaraların içten içe kanaması gibi yıllarca kanattı onları...
Bu kadar iç sesleriyle cebelleşeceklerine, düşündüklerinin en az yarısını birbirine söyleyecek cesarete sahip olsalardı,iyi olurdu ama ille uzatacaklar,kitap erken bitmesin diye herhalde :)
"Seni çok seviyorum Eser"
" Keşke Bana Dönseydin"
"Keşke Beni Çağırsaydın"
"Valla haberim olsa aracı olurdum" birinden biri de zahmet edip ilk adımı atmamış ki, on beş yıl ne yaptınız kardeşim, kendi kendinle konuş dur, hiç deme bir yüzleşeyim , bir hesap sorayım, içimin acısı soğusun , ( valla ben çatlardım, tam dayaklıklar ) :)
Yazarın kalemini sevdim,cümlelerin derinliğini, hissettirdiklerini sevdim, sevmediğim sadece hikayeydi, kafamda bir mantığa oturtamadım, on beş yıl süren bir hasretin,içten içe kanamanın,yanmanın nedeni,bu kadar basit olmamalıydı :)
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/