Kitabı okurken sürekli senaryo mantığıyla yazılmış gibi diye düşündüm. Sondaki notları okurken yazarın da zaman zaman aynı şekilde düşünmüş olduğunu gördüm. Büyük ihtimal tamamlanamamasından ötürü -ki aynı notlarda görüldüğü üzere yazarın niyeti 5 bölüm yapmakmış- eksiklik duygusu veren bir roman. İlk bölümün akıcılığı ikinci bölümde yok. Birinci bölümde Paris'in ilk bombalanışında bambaşka yönlere savrulup bir şekilde yolları kesişip duran farklı karakterlerin maceraları bir yere kadar ilgiyi dağıtmadan götürebiliyor. Fakat ikinci bölümdeki Alman işgalinin neredeyse hoş bir misafirlik hafifliğinde ele alınmasını yadırgadım doğrusu. Yazar tüm bunları yerinde yaşamış olmasına rağmen, belki de reddettiği dini kimliğinden ötürü oldukça taraflı bir yaklaşım sergilemiş hissi uyandırıyor. Bunların üzerine bir de kötü çeviri eklenince gerçekten zor ilerleyen bir eser söz konusu. Açıkçası kitabında sonundaki yazarın hazin sonunu ortaya koyan yazışmalar savaşın korkunçluğunu çok daha etkileyici bir şekilde ortaya koymuş.