Son zamanlarda polisiye romanlara takmış durumdayım ve bu kitap Bana Aitsin'den sonra beklentilerimi en üst düzeye çıkarmama rağmen beni gerek konu gerek yazarın anlatımı gerekse kitabın sonuna kadar devam eden heyecan ve merak konusunda oldukça tatmin etti.Böyle mükemmel bir kitabı okumanın yanında kitabın Türk bir yazar tarafından kaleme alınması ve biz okurlarla buluşturması Türk Yazarlarında başarılı işler başaracağına canı gönülden inanan bana 'işte bu' dedirtti.Kitabımın yazarından imzalı olması da ayrı bir mutluluk benim için tabi ama yazarla tanışmış ve sorularımı sorup bunlara içtenlikle yanıt almış olmam çok daha farklı ve güzel bir şey :) Ama kitabın sonlarına yaklaşırken içimdeki Sherlock'un dışarıya fırlayıp katili bulmam çok daha sevindirdi beni.Ayrıca ben daha önce doğru düzgün hiç polisiye roman okumamış biriydim ve geçtiğimiz haftalarda Karen Rose Bana Aitsin kitabını okumam 'artık bu türü de okumalıyım' dememin üstüne bu kitabı okumam aldığım bu kararı daha da bir kesinleştirip 'kesinlikle polisiye okumalısın' dedirtti bana. :) Son günlerde yaşadığım yoğunluk içerisinde kitap okuyamamaktan feryat eden ben dün başladığım bu mükemmel polisiye kitabını bugün bitirdim ve yorumumu hemen yapmak istedim.Ayrıca yazarımız kitabında hayatına dair birçok şeye yer vermiş.Bunlar küçük ayrıntılar fakat hemen dikkatimi çekti :) Son olarak bu kitabı polisiye türünü seven sevmeyen herkese tavsiye ediyorum.Gerçekten okunmaya değer bir kitap :)