Ateşböceği Yolu'dan sonra okuduğum 2. romanı. Yazarın dilini, anlatımını ve hayatın içinden gelen konuları böyle güzelleştirmesini seviyorum. Yine de kendi açımdan favori yazarlarıma sokamıyorum. Bunun nedeni de karakterleri ve onları ele alış biçimi. Ateşböceği Yolu'nda Tully, Johnny ve özellikle Kate beni çıldırtmıştı. Bu kitapta da Lexi, Zach, Jude ve hatta Mia aynı etkileri yaptı. Ağlatıyor, güldürüyor, anne sevgisi ya da aşkı güzel anlatıyor. Ama kitap bitince ağızda kalan o buruk tadı sevmiyorum. 2 kitapta da karşısındakini ezen ve buna müsaade eden karakterler vardı. Benim için kitap, Lexi'nin çıktığında Zach ve Jude'a artık içindekileri dökmesiyle rayına oturdu. 4 hatta 5 kişinin hatasını saçma bir sebeple sırtlanan ve buna izin veren insanlar hoşuma gitmedi. İnsanlar mücadele edebilirken etmeli, kendilerini gereksiz çaresizliklere düşürmemeli diye düşünüyorum. Diğer kitaplarını okur muyum, evet okurum. Çeken bir yanı var kitaplarının bunu da itiraf ediyorum. Hatta bütün kitaplarını aldım okunmayı bekliyor. Yine de aralarına biraz mesafe koymakta yarar var. Çünkü yazarın soktuğu buhran insanın üzerinden kolay kolay gitmiyor. Aralarda farklı bir soluk olsa da art arda okumak ruhuma yapacağım acımasız bir eziyet olur...