Jennifer Royce.. Mmmmm.. Kitabın tadı damağımda kaldı. Bu nasıl bir kitaptır. Yani öyle ki neler yazdığımı farketmeyebilirim. Saçmayabilir , her şeyi karman çorman edebilirim. Neden diye sormayın çünkü hala kitabın etkisindeyim. Size tek kelime söylemek istiyorum. BA-YIL-DIM.
Keira kızıl saçları ve yeşil gözleriyle çok güzel ama sevgiye aç biridir. Babası , üvey annesi ve üvey kız kardeşi tarafından hor görülerek 18 yaşına kadar büyümüştür. Babasından köşe bucak kaçan ona görünmemeye çalışarak geçmiş koskocaman 18 yıl. Annesini de kaybedince artık onu koruyan kimse kalmamıştır. Yaşlı bir eski asker olan seyis Santos dışında. Santos küçük kızın kendisini Barondan yani babasından koruyabilmesi için ona ders vermektedir. Bir gün Santos ile çalışırken babasına yakalanır ve zaten kalede istenmeyen Keira kendisi için ölümcül tehlikesi olan bir görevle görevlendirilir. Kayran'ı öldürmek.
Kayran yani Karanlıklar Lordu Rafael ailesinin genç yaşta katledilmesine şahit olmuştur ve o günden sonra asla eskisi gibi değildir. Sert duygusuz gaddar biri olan Kayran Keira'yı ilk gördüğü andan beri etkilenir ve onu ister. Ve istediğini de alır.
Keira ne kadar kaçmaya çalışsa da o artık bir esirdir. Küçük Esir...
Bir de Rodolfo'muz var. Kendisi kral olur. Genç ve yakışıklı bir kral. Rodolfo kardeşleri tarafından öldürülmeye çalışılmış bir kraldır. Aynı zamanda Kayran ile küçüklükten beri birbirlerine asla ihanet etmeyen iki arkadaş , dosttur. Kralın tek dostu...
Eeee Rodolfo'muz olur da o yalnız olur mu? Tabiki de hayırrr. Bir de Almira'mız var ki... O melek kadar masum ve güzel bir kızdır. Almira ile ilgili bir şey söylemeyeceğim spoiler olamsın diye. Sadece bilin ki simsiyah saçları ve masmavi gözleri var.
Yazarımızı daha önce hiç duymamıştım. Açıkcası wattpad'i pek takip etmiyorum. Elimdeki kitapları bitirmek için. Kitabımızı okuyunca nasıl böyle bir hata yaptım diye kafamı duvarlara vurmak istedim. Ama vuramadım orası ayrı. Şunu farkettim ki ne kadar yazar olmayı haketmeyen yazarlar çıkmış olsa da Wattpad Türk edebiyatına muhteşem yazarlar kattı. Asude , Fatih Murat Arsal ve şimdi deeee Jennifer Royce.
Historical okumaya bayılan biri olarak Gözlerinin Esareti'ni de bayılarak okudum. Artık favori historical yazar sıralamam Jennifer Royce sayesinde değişti.
1- Julie Garwood ( Kendisi benim biriciğim )
2- Judith McNaught
3- Rita Hunter
4- Jennifer Royce
Açıkcası Türk yazarlarımızın böylesine etkili historical roman yazması beni mutlu ediyor. Umarım hak etikkleri gibi çeviri şansına kavuşur ve tüm dünya historical nasıl yazılır okumuş olurlar. Çok iddalı cümleler kuruyorum ama öyle. Ben Jenny'in kalemine bayıldım. Karakterlerine özellikle bayan karaklerlerinin inatçılıklarına ve sivri dillerine... Söyleyecek başka bir kelime gerçekten bulamıyorum. Kısacası Jennifer Royce'u bizlere kavuşturan Ephesus Yayınlarına çok ama çok teşekkür ediyorum. Kayran-Keira ve Rodolfo-Almira aşktır Jennifer ise candır diyerek yorumumu noktalıyorum.
Beni kendimden geçirerek kahkaha atmama sebep olan iki yakışıklımızın arasında geçen diyaloğuda paylaşmadan olmaz.
"O zaman sen de iradene hakim ol ve hayvan gibi davranma."
"Elimde değil , onu o kadar çok istiyorum ki gözüm dönüyor."
" Anlasana , onu sadecce bedeni için istediğini düşünüyor olmalı. Bence onu asıl kızdıran şey bu. Eğer onun için bir şeyler hissettiğini söylersen yumuşayacaktır. Hissediyorsun değil mi?"
"Elbette hissediyorum! Vicdan azabı , pişmanlık , güzelliğini görünce ona sahip olma isteği..."
"Sen benden de beter odunsun Rodolfo"