Bir Tarihi Aşk Romanı yorumuyla karşınızdayım :) Gerçi sadece aşk değil, tutku, eğlence, aile sevgisi dolu da bir roman. Rita Hunter okuyanlar zaten bilir; duyguyu kaleme en güzel aktaran yazarlardandır o. Okumayanlar ise, üzgünüm ama kaybettiğiniz bayağı şey var 🙈
Güz Fırtınasına gelirsek, Alex ve Jane birbirine hem zıt hem de bir o kadar da uyumlu çiftlerden. Tatlı, akıllı, hayalperest ve sevgi dolu Jane ile, olgunluyla kendine hayran bırakan, aklı başında ve ne istediğini bilen Alexander'ı okumak çok keyifliydi. Bu arada Alex'in ne istediğini tahmin etmek çokta zor değil :) Tabii ki onu her an şaşırtan ve mutlu eden güzeller güzeli Jane'i istiyor. :) Ve böyle bir adam, bir kadını istiyorsa, o kadının kaçma şansı yok! Zaten Jane'in de kaçmaya niyeti olsa baştaki akıllı kelimesini silerdim 🙈
Alex, topraklarına geri döndüğü zaman Jane ve ailesi ondan korkar. Çünkü Alex, rezil bir soydan gelmektedir. Kendinden önceki Dükler, oldukça kötü sıfatlarla anılır ve herkes Alex'in de aynısı olacağını sanır. Ama ne büyük bir yanılgı! Alex ilk andan beri duruşuyla hayranlık uyandırdı. Ve adam bir asker zaten. Disiplinli, başarılı, her ne kadar sakin duruşlu olsa da otoriter... Şartlar, rastlantılar Jane ve Alex 'i yanyana getirdikçe kıvılcımlar aleve döner, bize de bu güzel hikayeyi okumak düşer... Aslında iki hikaye :) Bir tanesini de Jane yazıyor. O hikayenin finaldeki yeri özellikle çok baska 😍😍 Okuyanlar anladı bile. Ah Alex 😍😍
Not: Rita Hunter'in kaleminin hastasıyım ama Jane onu geçti gibi gibi. Kitabımı imzalatırken bilseydim bir imza da Jane'den almak isterdim 👉🏼 Artık düşünün ne kadar sevdiysem. 😍
Rita Hunter, kalemiyle beni o dönemin içine götürdü. Bu dünyada yaşayıp o dünyayı böyle güzel anlatmak alkışa layık 👏👏 Yaz günü özlediğim Güzün Fırtınaları koptu...