Varoluşçuluğun sınırlarını zorlayan Heba'da heba olan hayatlar işleniyor.
Bir çok politik-sosyolojik kitabın uğraşıp da anlatamayacaklarıyla baş başa bırakıyor okuyucusunu.Yaşamlarımızın karmakarışıklığı içinde aslında ne kadar sade olduğunu ya da tüm sadeliğine rağmen ne kadar karmaşık bağlarla birbirimize, yerlere ve olaylara bağlı olduğumuzu; yaşanmış-yaşanan-yaşanacak her şeyin nasıl da ilintili olduğunu çok sıradan bir karakter olan ziya üzerinden okuyoruz.
Bitirdiğimde göğsüme yumruk gibi oturdu.Anahtar sahibinin hikayesi ile başlayan sızı, kitabın sonuna kadar insanın yakasını bırakmıyor.Hasan Ali Toptaş gerçeği koyuveriyor kucağınıza her satırda.Anahtar sahibi olmanın, kutsalı-toprağı koruma hikayesinin, ödenemeyen borçların ve ödenen bedellerin hikayesi bu.