Tüm seri için değerlendirmedir.
“İnsan olmak başka iş, insanlık başka iş.” İnce Memed 2, S.32
Müthiş bir gözlem gücü, müthiş bir analiz. Gerçekten dev bir esermiş. Yaşar Kemal’in kaleminde sözlü edebiyatın gücü var. Betimlemenin derinliği bir yana adeta bir köy odasında capcanlı anlatılanı dinliyormuş etkisi bırakıyor. Öyle bir gözlem ve tasvir yeteneği ki musalla taşı olmayan bir köy camisinde cenazenin koç başı ve asma kabartmalı bir taşın –yani mis gibi antik kent kalıntısı- üzerine konulması gibi en ince detaylar bile satır arasında geçiyor. Ancak Anadolu’yu karış karış gezmiş biri bu kadar detaya hakim olabilirdi. Sıcakta gevşemiş Çukurova toprağının yumuşaklığı, su pürenlerinin kokusu, yağ yakılmış tarhana… İnsanın aklına saplanıp kalan nice tasvirler. Bir diğer etkileyici yanı ise insanları yargılamadan, tarafsızca olduğu gibi yansıtması. En aklı başında görünen bile şaşabiliyor, en nefret edilenin bile bir iyiliği dokunabiliyor. Yani hayatın kendisi gibi kimse tek renk değil. Hem coğrafyası hem insanıyla genç cumhuriyetin en net analizi denilebilir. Bir diğer hayret edilesi yanı ise bu büyük eserin yazarın ilk romanı olması. Nice kitaplardan sonra ulaşılabilecek bir seviyede başlamış yani. Kendi dilimizden kendi toprağımızdan çıkmasından gurur duyduğum bir eser. Okunmasının bir vakti varmış ve benim için doğru vakitmiş.