Kişisel gelişim kitaplarını okumakta zorlanıyorum. Belki başka birinden öğüt almak gibi olduğundan karakterimin asi tarafı bu durumu kabullenemiyordur. Belki de biraz ders kitabı niteliğinde olduğundan verilen öğretileri ezberleme ihtiyacı beni yoruyordur. Açıkçası tam olarak ben de bilemiyorum ve bilmek için de çaba sarf etmek istediğim de söylenemez. Bunları söyleme nedenim ise bu kitap.
Kişisel gelişim kitabı tarzına yazılmış, yazarın hayata ve hayatla ilgili her şeye dair bazı tavsiyelerini içeriyor. Yazarla aynı düşüncede olduğum, altını çizdiğim çokça satır mevcut ama bunları hayatıma uygulamayı ne kadar istesem de biliyorum ki okuduklarımın yarısından fazlasını unutacağım. Kitabı açıp altını çizdiğim yerleri tekrar tekrar okumazsam, bu kitabı okumuş olmamın bir faydası olmayacak. Sanırım kişisel gelişim kitaplarını sevmememin asıl nedeni bu. Ben verilmek istenen dersin hikayenin içine yedirilmiş halini okumayı seviyorum. Benimsediğim, kendimden bir şeyler bulduğum, hatta sevdiğim bir karakterin başından geçen birkaç olayla ve çıkarılan dersle bu kitaptan aldığımdan daha fazla fayda sağlayabilirim ve bu sağladığım fayda hayatımda daha kalıcı yere sahip olabilir. Benim kişisel görüşüm bu yönde.
Kitabı tek bir yönden eleştirebilirdim ama yazar kitabın sonunda bununla ilgili mantıklı bir sebep sunarak bu olasılığı ortadan kaldırdı. Bu yüzden ben güzel bir alıntı ile yorumumu daha fazla uzatmadan sonlandırıyorum.
Savaşçı çığ etkisini bilir.
Sesini çıkarmaya cesaret edemeyen birine kötü davranan insanlar gördüğü olmuştur. O kişi korktuğu ve küstüğü için o kişi öfkesini kendisinden daha güçsüz birinden çıkarır; o da gider bir başkasından çıkarır, gerçek bir ıstırap selidir boşanan. Hiç kimse kendi zulmünün sonuçlarını kestiremez.