Katil olmadan bitirebildiğim kitaplardan biri oldu ...
Üniversitenin hukuk bölümünde okuyan genç bir kadının içine kaçan, onbeş yaşında ve akıl sağlığından ciddi derecede şüphe etmeme neden olan bir ergen kızın hikayesini okudum..
Turgut Vildan'ı üç sene önce kızın babasının şirketinde, sadece bir kaç saniyeliğine görüyor ve hemen aşık oluveriyor. Vildan üniversiteyi yeni kazanmış o zamanlar, Turgut bu nedenle kıza üç yıl boyunca yaklaşmıyor, neymiş biraz daha büyümesini beklemiş, değil üç yıl otuzüç yıl da beklese bu kız büyümez, adam nereden bilsin :)
Daha sonra kızın karşısına çıkmaya karar veriyor, zar zor kızın ailesinin de baskısıyla bir cafe de buluşuyorlar, daha doğrusu kızın yaptığı bir oyunla kız onun beklediği adam olduğunu farketmiyor, Turgut'tan kurtulmak için kuzeninin yardımıyla ayarladığı sahte sevgili olduğunu zannediyor, Turgut oyunu fark ediyor ama bozuntuya vermiyor, hayatımda gördüğüm en saçma sahnelerden biriydi, daha adamın kendisini tanıtmasına fırsat vermeden, kim olduğunu biliyorum, hemen otur da oyuna başlayalım diyor, müneccimmisin sen masana gelen her adamın kim olduğunu hemen anlıyorsun, sonrasında, dokunmalar sarılmalar, aptalca samimi görünme çabaları yuh dedirtti resmen :)
Benim nefret ettiğim bu tanışma sahnesinde, bizim Turgut 'un aşkı iyice depreşiyor, babasının şirketinin içinde bulunduğu zor durumundan yararlanarak borçların silinmesi şartıyla kıza evlenme teklifi ediyor, babasının çok hasta olduğunu ve ölmeden önce evlenip ona bir torun vermesi gerektiğini bunun için de Vildan'ı seçtiğini söylüyor, ve olaylar bu şekilde başlıyor..
Vildan'ın şımarıklıkları ,kaprisleri, hakaretleri, insanı çileden çıkaran tüm hareketlerine bu kadar katlandığım için , Turgut'tan önce kendimi tebrik ediyorum :)
sürekli çocuk gibi mızmızlanan, şımarıkça hareketleri ve adama ettiği hakaretlerde limitleri zorlayan, ağzının üstüne çapma isteğimi her satırda depreştiren, bana kafayı yedirtip karakterlerle her saniye kavga etmeme neden olan bir kadın Vildan.. (sanırım artık bu isimden nefret edeceğim )
Turgut' ise pes dedirtti gerçekten, ben okurken dayanamadım bunca aşağılanmaya, sen nasıl dayandın be adam, bu kadar şımarık bir kızın her hakaretine nasıl olup da sürekli gülümsedin, iltifatlar yağdırdın, her kelimenle kızın egosuna tavan yaptırdın, seni anlamak gerçekten mümkün değil.
Vildan, kitap boyunca adamın her şeyi zorla yaptığını söyleyip durdu, zorla evlenmemi sağladın, zorla öptün, zorla dokundun, zorla sahip oldun, ama bence istememde yan cebime koy gibiydi hareketleri, fakat vildan kendisine karşı dürüst olmaktansa, her fırsatta adamı aşağılamayı tercih etti, aslında evlenmek istemeseydi de kaybedilecek bir şey olmayacaktı sonuçta evlilik teklifini reddetseydi bile Turgut kızın babasının şirketine her halukarda ortak olup zor durumu atlatmasını sağlayacaktı,bunu kıza da söylemişti, yani istese hayır diyebilirdi
Gelelim kitabın en önemli kısmına, Kuşadasında, Turgut'un Vildan'a zorla sahip olduğu sahneye, burada gerçekten düşünüldüğü gibi bir tecavüz olayımı yaşandı yoksa Turgut bu olayda tahrik indirimi alır mı ona okuyucular karar verecek, çünkü karşımızda ne istediğini bilmeyen,sınırları zorlayan ve her hareketiyle bir adamı kışkırmanın ötesine taşıyan bir kadın var.
Bana göre tahrik indirimi almalı :)
hocamın okuduğum kitaplarından en nefret ettiğim kadın karakterler Tuğçe ve Pınar'dı ama Vildan hepsini ezerek açık ara farkla ilk sıraya yerleşti...
Ve Turgut, bir kadın karşısında kendisini bu kadar küçük düşüren ilk erkek olarak tarihe geçti,çok yazık oldu,senden gerçekten hoşlanabilirdim, üstelik bunun için tek kuruşunu istemezdim :)
Fatih hocamın yazdığı bir kitaba bu şekilde yorum yapacağım aklıma gelmezdi, okumadığım üç kitabı var elimde dilerim onlar için bu şekilde bir yorum yazmak kısmet olmaz :)
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/