Gözlemlediğim kadarıyla FMArsal, Asude'den sonra okunması en sevilen yazarlardan biri. Okuyucuların büyük çoğunluğu yazarın karakterlerini, kalemini, kurgusunu çok seviyor. Aslında ben kendisini ilk kez geçen sene duydum ve uzun zaman boyunca kitaplarını alıp almamakta kararsız kaldım. 2014'ün son gününde kitapçıya giderek üç kitabını aldım ve ilk olarak bu hikayesiyle başladım.
Konu oldukça güzel başladı diyebilirim. Kızımızın sözde Ataman'ı kandırma çabalarını okumak ve gerçeği öğrendiği bölüm çok eğlenceliydi. Ondan sonrasında okurken sıkılmaya başladım ve Kuşadası bölümlerinden sonra kitabı bırakacak hale geldim, neden mi?
Elbette Vildan yüzünden. Kızımız tavırları sayesinde okumuş kitaplar içindeki en ergen kızlar sıralamama girmiş; hatta ilk üçte bulunmuş olmaktadır. Adama inatçı diyor ancak aptalca tripler yapan, kendi kendine havadan nem kapan bir kızdı Vildan. Valla ben Turgut'un yerinde olsam "Bu kız hiçbir şeye değmez" deyip saniyesinde bırakırdım.
Turgut karakterinin dürüstlüğünü ve efendiliğini sevdim, sabrına ise hayran kaldım. "Turgut yeminle o ergen için bu kadar emeğe değmez bırak ne hali varsa görsün!" diye fazlasıyla aklımdan geçirdim.
Kurgu başta güzel olsa da sonrasında kısır döngüye girdi. 2-3 sayfada bir aynı tavırlar, aynı cümlelerle karşılaşmak sıkıcıydı. Sonlara doğru atlaya atlaya gittim desem yeridir. Ancak bu hikayenin kitap haline geçmeden önceki versiyonunu azıcık göz gezdirdim ve orada baya eksikler vardı, bu eksiklerin kitap versiyonunda kapatılmasına sevindim.
Bu hikaye diyebileceğim tek şey "Ehhh, yani" olur sanırım.