Kitaba başlamadan öncede bitirdiğimde devamı için sabretmem gereken zorlu bir sürecin beni bekleyeceğini biliyordum ama bu isteğin böylesine şiddetli olacağını düşünmemiştim. Son satırları okuyup, kapağını kapatır kapatmaz çevirisi olmayan o kitap için yas tutmaya başladım :'(
İlk kitapta olan yazım hataları bu sefer ufak tefek olmak dışında şükürler onsun ki kendini tekrar etmemişti. İlk kitabın güzelliği ile göz ardı ettiğim bu hatalarla ikinci kez yeniden maruz bırakılmak durumunda kalmak yayınevine karşı duyduğum kızgınlığı arttırırdı. Böylesine güzel ve baş döndürücü olan bir seri bu kadar umursamamazlığı hak etmiyor çünkü.
Ben bu kitaptan ilkine oranla daha fazla keyif aldım çünkü artık her şey yerli yerine oturmuştu. Serinin yeri bende gerçekten ayrı. Türkçeye çevrilmeden bile önce bu kitaba olan düşkünlüğümün ve sevgilimin hakkını gerçekten verdiğini düşünüyorum. Tüm iyi yorumları hakkediyor.
Bundan sonrası okumayanlar için azıcık spoiler olabilir o yüzden...
Kitabın bitişi ile ilgili klişe bir olayın baş göstermesi beni yaraladı. Farklı bir kitap olsa bu hafıza kaybı olaylarından ne kadar nefret etsem de kafama takmazdım ama konu Ren olunca işler değişti. Kelsey'in acısını sanki kendim çekiyormuş gibi hissettim. Duygular çok yoğun ve başa çıkması zordu.
Üçüncü kitabı bekleme işkencesine katlanırken hangi kitapla kendimi avutacağımı bilmiyorum. Umarım bu yoklukta sığınacak yeni kitaplar bulabilirim. Yeni sayfalarda kendimi dizginlemeliyim.