Kelsey, yazın çalışmak için bir sirkte işe başlıyor. Sirkte kendine en yakın hissettiği hayvan bir kaplan. Garip bir biçimde yanında kendisini huzurlu hissediyor. Bu süre içerisinde kaplan ile aralarında oluşan bağı sevdim. Olayların gelişme süreci de sıkılmamı engelledi. Ama kafamda oturmayan bir çok yer oldu. Özellikle Kelsey'in Ren'in durumunu çok çabuk kabul etmesi yadırgamaması o yerlerden biriydi. Ve bu lanet meselesi birazcık daha gizemli olabilirdi. Heyecan vardı olaylar hareketliydi ama açıkçası merakta kaldığım yerler olmadı talimatlar doğrulusunda hareket edip durdu Ren ve Kelsey. Yani bir sonraki adımlarının ne olduğunu bilmemeyi tercih ederdim. Bunlar dışında güzel bir fantastik kitaptı. Serinin devamını bekliyorum özellikle son sahneden sonra.
“ 1657 ’de doğdum .”
“Anladım ” dedim. Galiba olgun erkeklerden hoşlanıyorum.
Ünlü bir varyete sanatçısı olan Mae West bir defasında, “ Bir erkeğin öpücüğü imzasıdır,” demişti. Sırıttım. Bu doğruysa Ren’in imzası öpücüklerin John Hancock ’ uydu.
Ayna karşısında cümleleri prova ettim fakat hepsi saçma geliyordu. “ Sorun sen değilsin, benim ,” “ Denizde başka balıklar da var,” “ Kendimi bulmam lazım ,” “ Bizim dünyalarımız çok farklı,” “ Ben sana uygun değilim ,” “ Başka biri var” . Tanrım , “ Kedilere alerjim var” bahanesini bile denedim . :)))