Kardeşini doğurmak… Bu kelimeleri okuyunca yüzünüzü buruşturuyorsunuz, ne kadar iğrenç ve korkunç geliyor değil mi? Türkiye’nin karanlık yüzü ensest gerçeğini anlatan, madalyonun diğer yüzünü gösteren bir araştırma kitabı ‘Kardeşini Doğurmak.’
Yazar Büşra Sanay, araştırmasını hazırlarken sosyal hizmet uzmanı, avukat, hakim, psikolog, psikiyatrist, din adamı, dernek başkanı gibi birçok kişiyle görüşmüş. Yazarı cesareti ve inancından dolayı da tebrik ediyorum. Ayrıca kitap da yaşanmış gerçek olaylara da yer verilmiş. Okurken kanım dondu, nasıl ya bu kadar da olmaz diyorsunuz. Gözü yaşlı okudum birçok yeri.
Neler okudum kitap da. Babaları, abileri, dedeleri, dayıları, amcaları vs akrabaları tarafından cinsel istismara uğrayan küçücük bedenler… Ve onlara inanmayan ‘ocağımızı yıktın, kötü kız kim bilir sende neler yaptın da sana bunları yaptı’, diyerek istismarcıyı savunan, kendi kızını kocasından kıskanan, ‘o giderse aç kalırız’ diyen anneler… Küçüğün rızası vardı diyerek durumu önemsizleştiren hükümet, kravat taktı diye iyi hal indirimi veren hakimler ve burada kelimelere dökemedim iğrençlikler… Bunlar yüzünden durum bana çok umutsuz geliyor.
Ayrıca bence toplumumuzun en önemli sorunlarından biri de ‘cinsel açlık ve cinselliğin tabulaştırılması.’ Kendi vücudunu tanımayan, cinsellik konusunda gerekli eğitim verilmeden korkutularak yetiştirilen bir toplum. Kitapta ki uzmanlardan biri ‘cinselliğin doğal bir ihtiyaç olduğunu ve bunun tam karşılanmaması sonucunda kişinin kendisinden güçsüz olarak gördüğünü cinsel bir obje olarak görüp istismar yönelimi olduğunu söylüyor.
Maalesef ki Türkiye de ensest problemi var ve duyulursa aile şerefimiz lekelenir ‘sus, sus’ diyerek, üstü kapatılarak da ASLA çözülemez. SUSMA… Evet biliyorum çözmek de kolay değil. Cezalar caydırıcı olsa ve iyi hal indirimi gibi saçmalıklar uygulanmayıp cezalar gerçekten verilse durumu engellemez ama belki azaltır.
Ve ebeveynler çocuklarınıza güvenin, bu konuda çocuklar ASLA YALAN söylemezler, onlara inanın, onları koruyun, sarıp sarmalayın. Kitapta da anlatıldığı gibi çocuklar sadece yemeğini, suyunu verdiğiniz bir besi hayvanı değillerdir. Onlar bizim aydınlık geleceğimiz. Çocuklarınıza bu konuda gerekli eğitimleri verin. Kendisinin özel olduğunu, vücudunun ona ait olduğunu, özel bölgelerine dokunulmasının yanlış olduğunu onlara öğretin. Ve kadınlar mutlaka okumalı ve ekonomik özgürlüklerini ellerine almalıdırlar ki susmasınlar.
Bu kitap, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini bir kere daha bizlere hatırlatıyor. Problemin farkında olmak, bilinçlenmek için; okuyun, okutturun.