http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/02/kara-kurt-in-company-of-killers-5-ja.html
Sanırım bu kitabı okuduktan sonra Niklas'ı sevmeme olasılığım yok gibi bir şeydi.
Ekibin bir kısmı bu sefer CIA ile uğraşırken diğer bir tarafı, Nora ve Izabel'in, İtalya'daki görevlerini tamamlamaları gerekmektedir. Tabi bu iş için Niklas'a da ihtiyaçları olacaktır ama önceki kitapta olanlardan sonra kendisinin bu işe yanaşmaya pek niyeti yoktur.
Kitaba soluksuz başladım, aynı hızla bitirdim. Seriden çok ayrı kaldığımdan mıdır bilmiyorum ama Kara Kurt, karakterlerin bize lanse edilişi açısından bir tık daha üstte olmuş gibi geldi bana. Niklas'ı çok iyi tarif etmiş yazar. Onun duygu yoğunluğunu, kendine itiraf edemediği hislerini...O bocalarken siz de bocalıyorsunuz. Acın acımızdır Niklas.
Izabel ise gerçekten bir şeyleri başarmış gibiydi içinde. Bu sefer biraz arka plandaydı, ama onun olgunlaşmasını fark edebiliyorsunuz başka karakterlerin gözünden okurken de.
Nora ise serideki en favori üçüncü kişim oldu. İlk ikiyi tahmin ediyorsunuzdur. Kadının soğuk kanlılığı, umursamazlığı, alaycılığı, içinde gömülü bir şeyler olduğunu bilsem de okumaktan aşırı derece de zevk alıyorum.
Görevleri için büründükleri rol Niklas'ın efendi, Nora'nın köle, Izabel'in de gözde olmasıydı. Onların daha önceki yaşadıkları şeyleri ve karakterlerini de bildiğinizden eyvah kesin kendilerini bir yerde açık ederler diye düşünebilirsiniz, ben düşündüm, özellikle Izabel'ın bu işin altından kalkıp kalkamayacağını merak ediyordum.
Ve son olarak Victor'unda Victor olduğunu kanıtladığı bir sahne elbette ki bu kitapta da vardı.
Son bölümde bize verilen bir bilgi sonrası bu haberi alan karakterin ne yapacağını çok merak ediyorum. Öğrendiği anda kafasından aşağı inen soğuk suyu bende hissettim sanki.
Kitap, diğerlerine nazaran sanki fırtına öncesi sessizlikte gibiydi geldi bana. Nedense Victor'un bu kadar sakin kalması garip geliyor. Bombayı yakın zamanda, artık önümüzdeki kitapta mı yoksa diğerinde mi patlatır bilmiyorum ama içimde bir his var bakalım.