http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/01/kotuluk-tohumlar-katiller-cetesi-4-j.html
Serinin dördüncü kitabı diğerleri gibi bir çırpıda bitti. Yazar yine, kendimi her ne kadar bu serinin acımasız bir tarzı olduğunu söylesem de yazdığı şeylerden dolayı tüylerimi diken diken etti.
Aksiyon, sır, gizem ve şiddet dolu geçmişler kaldığı yerden devam ediyor.
Bu defa Katiller Çetesi, Nora adında sevdiklerini kaçırıp onları tehdit eden bir psikopatla uğraşıyordu. Kadının rehineler karşısında tek istediği şey ise, en gizli sırları.
Katiller Çetesi üyelerini bu cevaplar ile biraz daha tanırken, Nora'yla da tanışmış oldum. Bu kadını ayrı bir sevdim. Manyak, psikopat, acayip derecede entrika çevirebilen biriydi. Yaptığı şeylerin nedenini az çok tahmin etmiştim, sonunda yürü be kızım dedim.
Izabel ve Victor'un ilişkisi de tam gaz devam ediyor. Bu kitapta onların arasındaki sevgi ve tutku kadar, Izabel'in güvensizliklerinin nedenini de okumuş oldum. Haksız da değildi ama sonuçta bu Victor, hiç değişmemiş ve umarım da değişmez.
Niklas'ı fazla sevmiyordum ama öğrendiğim şeyler fikrimi oldukça değiştirdi. Onu fazla tanımıyordum, sadece Izabel'in ona olan nefreti ve Victor'un kardeşi olmasından dolayı çok fazla bir fikrim de yoktu ama bu kitapta bütün karakterlerden bir parça vardı ve bu sayede hepsi için aşağı yukarı bir hissim oluştu.
Dorian yine gizemlerle doluydu en şaşırdığım karakter o oldu. Fredrik ise bildiğiniz gibiydi, yaralı Çakal'ımız... Namı diğer seride en sevdiğim kişi.
Bu serinin olabildiğince uzun olmasını istiyorum. Karakterlerden ayrılmaya hiç hazır değilim. Ayrıca işlerin sonu nereye varacak acayip derecede merak ediyorum. Yazarın sağı solu belli olmuyor. Victor gider Izabel'i ya da Izabel gidip Victor'u falan öldürürse hiç de şaşırmam.