Bir kitabı okumakla yaşamak arasındaki fark çok büyük. Her kitap okunur; ama zorlayarak, ama severek... Ancak bir kitabın yaşanabilmesi için onun hayatın karnından çıkarken göbek bağının tam olarak kesilmemesi şart zannımca.
İşte Kırmızı Pazartesi de o kadar gerçek ki, henüz hayatla var olan göbek bağını kesmemiş gibi. Öylesine bizden, öylesine içten...