Kırmızı Pazartesi

8 puan

Marquez’in Nobel Ödüllü kitabı Kırmızı Pazartesi için “ konu ve hacim açısından karakterler üzerinde hâkimiyet sağladığım ve en iyi romanım” dediği kitap olduğu söylenir.
“Göz göre göre” deyimini en iyi ifade edebileceğiniz gerçek bir hikaye.. Kahramanın öleceğini kendisi hariç herkes biliyor ama kimse bir şey yapmıyor. Bir şeyler yapılsa ölmeyebilir ama kimilerinin önyargısı, kimilerinin kahramanı sevmemesi gibi sebeplerden göz göre göre adam ölüyor. Aslına bakarsanız bu göz göre göre ölümler kadın cinayetleri, güvenlik tedbirleri alınmayan iş kazaları, trafikte dörtyol ya da dönemeçlerde sürekli tekrarlanan kazalar vb. gibi örnekleri ülkemizde fazlasıyla var. Yani alışık olduğumuz “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” durumu! Bakıpta görmeyen, duyupta inanmayan,bilipte tepki göstermeyen insanlar bütünü bu bağlamda toplum psikolojisini en iyi yansıtan eserlerden oldu benim için.
Kahramanın hangi sebep ileri sürülerek öldürüldüğü özellikle bizim gibi doğu ülkelerinin aşina olduğu bir konu. Fakat kahraman kitabın sonuna kadar gerçekliği ortaya çıkmamış bir sebepten öldürülmüş oldu. Bu da bize " bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım" cümlesinin haklılığını bir kez daha gösteriyor.
Benim için ilginç olan detay; çevirmenin notuna göre Güney Amerika ülkelerinde Araplara Türk gözüyle bakılıyormuş Santiago Nasar ve çevresinden sıklıkla Türk diye bahsedilmesi bu yüzdenmiş.
Kitaptan altını çizdiklerim:
- Kader, bazen insanı görünmez kılar.
- Aşk da öğrenilir.
-Özellikle de işleneceği böylesine açıkça duyurulmuş bir cinayetin hiçbir aksilikle karşılaşmadan gerçekleşmesi yolunda hayatın edebiyatta bile görünmeyen onca rastlantıdan yararlanmış olması ona büyük bir haksızlık gibi görünmüştü.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »