Çok sevdim bu kitabı... Vermeye kıyamadığım özel kitaplardan biri. nasıl desem damakta farklı bir tat bırakıyor. Bir karakterin gözünden bakarken diğer karakterlere düşman olabiliyor, diğer karaktere geçince onun gözünde her şeyin farklı olduğunu görüyorsun. Şaşırtıcı, zeki, ve gerçekten eğlenceli üslubu var..
"Şebnem,
Diyeceğimi diyemiyorum işte, anca yazabiliyorum sana. Yazdıklarımın bana hiçbir faydası yok zararı var hatta, yesem bünyeme faydası olur mu acaba, insan sevdiğini yer mi şebnem? . Yazdığım karalamacayı sana yazdım, seni de mevlam bana yazsa ya şebnem… duaları makbul gönlü geniş aşk paratonerim şebnemim, mektup da olsa öpemiyorum, kıyamıyorum işte, iyi bak kendine emi…"
"şebnem, tornavidayla dağlara oyuklar, mağaralar açayım, çölü avuç avuç başka yerlere taşıyayım...
şebnem, bir öpücük ver, sonra yurdun dört başına örülü demir ağları söküp trenleri karadan yürüteyim...Türk kızılayı’na kan vereyim, oradan da altı nokta körler derneği’ne gideyim. körlere sesleneyim: ’’arkadaşlar, dünyanın kepazeliğini görmediğiniz için evet şanslısınız, fakat şebnem’in güzelliğini görmek için ölüp cennete gitmeniz gerekecek. sıkın dişinizi.’’
öpüyorum gülüşünün bütün kıyılarını..."