“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep.”
Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.
Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.
Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey.
Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.
Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.
Dul gangster Hayati Tehlike.
Mr.Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...
Korkma Ben Varım’ın her sayfası sürprizlerle dolu. Aşk, dostluk, intikam, yalnızlık ve şiddetin ustaca harmanlandığı roman, olağanüstü bir enerji saçıyor.
“Bu kitap karnaval sırasında başgösteren bir bombardımana benziyor.”
Murat Uyurkulak
“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep.”
Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.
Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.
Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey.
Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.
Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.
Dul gangster Hayati Tehlike.
Mr.Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...
Korkma Ben Varım’ın her sayfası sürprizlerle dolu. Aşk, dostluk, intikam, yalnızlık ve şiddetin ustaca harmanlandığı roman, olağanüstü bir enerji saçıyor.
“Bu kitap karnaval sırasında başgösteren bir bombardımana benziyor.”
Murat Uyurkulak
Murat Menteş ile kitaplarını okuyarak değil, çok eskiden beri dost olarak tanışıyor olmak isterdim. Bu adamın hayalgücü küçük bir çocuğun hayalgücü ile aynı seviyede. Hani çocukların hayalgüçleri yetişkinlere oranla çok daha geniştir ya, o yüzden böyle söylüyorum.
Hİkaye içerisinde yapmış olduğu betimlemeler ve benzetmeler insanı hem düşündürüyor hem de güldürüyor. Mesela şu cümle bile kitabı özetlemeye yeter;
"Hakikat güneşinin altında,hakkımdaki çerden çöpten şüphelerin üzerine mercek tutarak bir iftira yangını çıkarmak istiyorlar.."
Kesinlikle okunması gereken bir eser.
Şimdi her şey iyi güzel de, Murat Menteş kelimelerin büyüsüne fazla kaptırıyor kendini bence. Hatta kelimelere yön vermekten çok kelimelerin götürdüğü yere gidiyor sanki.
Tamam kendisi zeki, farklı, hayal gücü zengin ve 'cool'
kabul ettik, bunu ispat etti bize kitabıyla.
İyi de meramı ne? Derdi ne? Kitabı bitirdikten sonra ne kaldı aklınızda? Ya da kitabı okurken kendi içinizde, kafanızda neleri gözden geçirip, üzerine düşündünüz.
İlle bir şey kalması gerekmez tabi, edebiyata bakış açınıza göre.
Ama edebiyata hayatı açık etmesi gereken, düşündürmesi, sorgulamalar tartışmalar yaratması beklenen bir alan olarak bakanlar için Murat Menteş ve Korkma Ben Varım güzel benzetmeler ve kelime oyunlarından öte çok da bir şey ifade etmiyor.
Dublorün Dilemması gibi dört farklı kişi kendilerini anlatıyorlar. Ama sanki tek kişi konuşuyor. Farklı cümleler ama üslupta bir değişiklik yok. Olaylar birbiriyle bağlantılı ama bunu D.D.'daki gibi iyi yansıtamamış yazar. Çok başarılı bulduğumu söyleyemem. İlk romanının üzerine koymasını beklerdim.
Çerezlik. Hoş vakit geçirmek için.. İlginç karakterler, "bu kadar da olmaz" olaylar.
İnce bir zeka ile kurgulandığı aşikar. Bunun yanında, anlatım dilinin zenginliği de eklenince mükemmel bir yapıt olmuş.
Hevesle aldığım ve heyecanla okuduğum güzel bir kitap.
Çok sevdim bu kitabı... Vermeye kıyamadığım özel kitaplardan biri. nasıl desem damakta farklı bir tat bırakıyor. Bir karakterin gözünden bakarken diğer karakterlere düşman olabiliyor, diğer karaktere geçince onun gözünde her şeyin farklı olduğunu görüyorsun. Şaşırtıcı, zeki, ve gerçekten eğlenceli üslubu var..
"Şebnem,
Diyeceğimi diyemiyorum işte, anca yazabiliyorum sana. Yazdıklarımın bana hiçbir faydası yok zararı var hatta, yesem bünyeme faydası olur mu acaba, insan sevdiğini yer mi şebnem? . Yazdığım karalamacayı sana yazdım, seni de mevlam bana yazsa ya şebnem… duaları makbul gönlü geniş aşk paratonerim şebnemim, mektup da olsa öpemiyorum, kıyamıyorum işte, iyi bak kendine emi…"
"şebnem, tornavidayla dağlara oyuklar, mağaralar açayım, çölü avuç avuç başka yerlere taşıyayım...
şebnem, bir öpücük ver, sonra yurdun dört başına örülü demir ağları söküp trenleri karadan yürüteyim...Türk kızılayı’na kan vereyim, oradan da altı nokta körler derneği’ne gideyim. körlere sesleneyim: ’’arkadaşlar, dünyanın kepazeliğini görmediğiniz için evet şanslısınız, fakat şebnem’in güzelliğini görmek için ölüp cennete gitmeniz gerekecek. sıkın dişinizi.’’
öpüyorum gülüşünün bütün kıyılarını..."
sahibine vermem gerektiği için yarım bırakılan kitaplar. çok üzücü. (puan sallamasyon.)
Gıcırbey kısmı biraz sıkıcıydı. Yine de ilk Murat Menteş okuyuşum olsa da, güzeldi.
'' İki insan birbirine ne kadar yakınlaşırsa yakınlaşsın, aralarında sonsuz bir mesafe vardır. '' Neptün Petunya
s: 371
Karton Cilt, 3.Baskı, 424 sayfa
2010 tarihinde, İletişim Yayınları tarafından yayınlandı