Kürk Mantolu Madonna'yı okumak çok ilginçti. Kitap çok ince görünmesine rağmen barındırdıkları açısından hemen yenilip yutulabilecek bir kitap değil. Elime aldığımda bırakması zor, bıraktığımda alması zor oldu.
Anlatım ve karakterler açısından tam özlediğim gibiydi. En son ne zaman karaktere böyle yoğunlaşan bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Maria Puder adını kitabı okumadan çok önce duymuştum ve açıkçası daha fazla beklentiye girmiştim. Bana göre ne bir aşk kitabıydı ne de Raif'ten başka birine yoğunlaşmak imkansızdı. Çünkü tamamen onun yalnızlığını, insanlardan elini eteğini çekmesini anlatıyor. Günlük olduğundan bunu anlamak çok kolay diye düşünüyorum. Her ne kadar onun ağzından dinlesekte her şeyi, belki bu açıdan bir eksi kazandırdı gözümde. Maria ne kadar Raif'in gözünden anlatılsa da, Raif dışarıdan anlaşılamayacak kadar karmaşık bir insanken onun gözünden gördüğümüz Maria'nın sadece varsayım olmadığını nereden bilebiliriz. Tek taraflı bakış açısının tek bir kişiyi tanımaya yaradığını düşünüyorum ve bu beni yine aynı yere getiriyor. Tamamen Raif'in hikayesi bu kitap. O yüzden aşk kitabı diyemiyorum. Tabi ki Maria güçlü bir kadın. Özellikle geçtiği tarihlerde.
Kitabı gerçekten beğensem de mükemmeleştiremiyorum. İlk olarak sonunu bilerek okumak son sayfaları çevirme isteğimi öldürdü. Ve tahmin edilebilir olaylar. Gerçi bunu yine döneme bağlayabiliriz. Ve Raif'e kızdığım yerler de üstüne tuz biber ekti. Kimbilir belki onu gerçekten anlayabilmek için onunla tanışmak gerekir.