Şövalyelik hikayeleriyle aklini kaybeden Don Quijote okuduklarından etkilenerek maceraya atilir, yaninda da kadim yardimcisi Sancho Panza ile yollara düşer.
Hayal dunyasi ile gercek dünyayı karistiran Don Quijote kendisini şövalye olarak görüp inanilmaz maceralara atilir.Yine kendince yarattigi bir prenses pesinde kahramanliklar yapmanin gayretindedir. Prensese ulasmak istemektedir. Misal bir koyun sürüsünü, dusman ordusu olarak addedip üzerlerine atilmasi gibi cilginliklar...
Efendisinin aklini yitirdiginin farkinda olan silahtar Sancho Panza da bu aklini şövalyelik ile bozmus efendisinin maruz kalacağı belalardan nasibini alir.
Her zaman yel degirmenlerini devler olarak görüp saldiran Don Quijote olarak bildiğimiz, hafizalarimiza bu sekilde kazinan efsanenin sizleri güldürecek eglenceli seruvenini okumak tabiki elzemdir her kitapsever icin.
Bu eserin ilk roman olduğu gercegini, gelecek nesillere, yazarlara nasil bir miras bıraktığını, yol gösterdiğini de unutmamak da mutlak surette fayda var.
Donemin siyasi iklimini, kültürel yapisini da yine eser sayesinde görebiliyoruz. Insan gerceklikten kopup hayal dunyasinin esiri nasil olur , bu denli nasil hayaller aleminin kahramani olur şaşılası... Kitaplar hayal dunyamizi geliştiren en temel ihtiyaclardan biridir insanin ama bu kadar da değil sanirim.
Kitap icinde okuyucuyu Don Quijote karmasik psikolojik yapisindan uzaklaştıracak hikayeler de fazlasiyla mevcut. Okuyucu belirli noktalara cekilmekte, macera icinde farkli maceralara suruklenmektedir.